Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20558 E. 2014/25519 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20558
KARAR NO : 2014/25519
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/440-2013/208

Davacı, Kurum işleminin iptali ile tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, kabul edilmediği taktirde 4247 sayılı Yasa kapsamında ödediği primlere ilişkin 05/06/1990-31/12/1996 tarihleri arası Kurumca kabul edilen süreler dışında sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/05/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini, aksi halde 05.06.1990 – 31.12.1996 arasında (kurumca kabul edilen süreler hariç) sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
Dosya içindeki kayıt ve belgelerden, vergi kaydına istaneden 05.06.1990 tarihinde davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigorta tescilinin yapıldığı,06.05.1990-07.11.1991, 06.09.1991-02.10.1992 tarihleri arası vergi kaydının bulunduğu, esnaf oda ve esnaf sicil kaydının bulunmadığı, davacının tahsis talep tarihi olan 09.08.2010 tarihine kadar 1997 yılındaki af yasası ve 5510 sayılı yasadan da yararlanarak kesintisiz süreli sigortalılığa ait primlerini ödediği, 10.08.2010 tarihinde ise kurumca davacının vergi kaydı ile prim ödemesini bulunduğu tarihler dikkate alınarak terkin işlemi yapıldığı, böylece davacının sigortalılık süresinin azaltıldığı görülmüştür.
Somut olayda, davacının terkin işlemi yapılan ve isteğe bağlı sigortalı kabul edildiği dönemde 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık koşullarının bulunmadığı ortadadır. Ancak davacının bu dönem sigoralılığı nedeniyle muhtelif tarihlerde prim ödemelerinin bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının ödediği primlerin uyuşmazlık konusu dönem yönünden ileriye yönelik ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak kabulü gerekmektedir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının, ödediği primlere karşılık gelen süre Kurumdan sorularak, ödeme tarihlerinden itibaren ileriye yönelik isteğe bağlı sigortalı olarak kabulü ile karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.