Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20157 E. 2014/23839 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20157
KARAR NO : 2014/23839
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2013
NUMARASI : 2010/592-2013/678

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 23/09/2009-01/11/2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının 23.09.2009-01.11.2009 tarihleri arası davalı işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin yemek imalatı şirketi olup, davacının burada sekreter olarak çalıştığının iddia edildiği, davacı adına 01.11.2009 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı işveren tarafından Kuruma verildiği ve 01.11.2009-17.12.2009 tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, uyuşmazlık dönemini kapsayacak şekilde tüm dönem bordroları getirtilmediği ve uyuşmazlık döneminin tümünü kapsayacak kayıtlı tanık beyanı alınmadığı, davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan davalı şirketin imza ve kaşesinin bulunduğu 28.10.2009 tarihli ödeme talimatı ve aynı tarihli ödeme dekontu ile ilgili davalı tarafın beyanı alınmadığı gibi dinlenen davalı tanığına da bu hususun sorulmadığı, böylece davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle davacı tarafça dosyaya sunulan ödeme talimatı ve ödeme dekontu ile ilgili davalı tarafın, daha sonra nizalı dönemi kapsar tüm dönem bordrolarını getirterek belirlenen bordro tanıklarının beyanlarını almak, bordro tanıklarına davacının iddia ettiği gibi bu işyerinde çalışıp çalışmadığını açıklattırmak, bordro tanığı bulunamaması veya bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi