Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20130 E. 2014/24677 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20130
KARAR NO : 2014/24677
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2013/11-2013/237

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/02/1998 – Haziran 2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı SGK ile davalı Zehra Keleş’in temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacının temyizi yönünden yapılan incelemede;
Dava, davacının 01.02.1998-Haziran 2005 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe
giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafından davalı M.. Mefruşat Ltd Şti De çalışmakta iken bu şirketin tasfiyesi ile şirket ortaklarından birinin eşi olan Zehra Keleş tarafından kurulan adi ortaklıkta çalışmaya devam ettiğinin iddia edildiği, hizmet döküm cetveline göre davacının bu işyerlerince bildirilmiş bir kısım çalışmalarının bulunduğu, mahkemenin davalı M.. Mefruşat Ltd Şti. Aleyhine açılan davanın Hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile red ettiği, davalı Zehra Keleş yönünden ise açılan davanın kabulüne karar verdiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet tespitine yönelik talebinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı ve çalışma olgusunun yöntemince araştırılıp araştırılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacının davalı M.. Mefruşat Ltd Şti işyerlerince bildirilmiş çalışmalarına ilişkin işe giriş bildirgesi dosyaya getirtilmeden sonuca gidildiği görülmüştür.
Yapılacak iş; davalı kurumdan davalı M.. Mefruşat Ltd Şti tarafından davacı adına düzenlenmiş işe giriş bildirgesi bulunup bulunmadığını sormak, mevcut olması halinde dosyayı getirtmek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek yukarıda yer alan hukuki açıklamalar ışığında hakdüşürücü sürenin oluşup oluşmadığı gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden M.. K..’e yükletilmesine, 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.