Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/20097 E. 2014/24596 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20097
KARAR NO : 2014/24596
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2013/1034-2014/281

Davacı, yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların kesilme tarihinden itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarih olan 1.3.2007 tarihinden itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 30.01.1992 tarihinde evlenen davacının 06/01/2012 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşi Y.. A..’dan TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya, önceden vefat eden babası A.. K..’dan dolayı 02.02.2012 tahsis talebine istinaden ölüm aylığı bağlandığı,davalı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 09.05.2013 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacının, eski eşinin kayıtlı olduğu adreste fiilen yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile 19.6.2012-20.07.2013 tarihleri arası davacıya ödenen aylıklar toplamı 6.340.98 TL nin yersiz ödeme olarak davacı adına borç kaydedildiği,davacının tespitin yapıldığı günün sabahında memleketinden geldiğini oğlu İbrahim Can ve eski eşi Y.. A..’ın birlikte ikamet ettiğini ,kendisinin oğlunun yanına geldiğini,Y.. A..’ın ise kendileri geldiği için annesinin evine gittiğini, kendisinin kızı ile birlikte annesine ait evde yaşadığını belirterek eski eşi ile birlikte yaşamadıklarını vurguladığı,davacının oğlu olan İ.. A..’ın ise önceki beyanında annesi ve babasının memlekete birlikte gittiklerini,annesinin memleketten döndüğünü babasının ise halen memlekette olduğunu beyan edip ,davacının beyana etkisi üzerine annesinin kız kardeşi ile birlikte anneannesine ait evde,kendisininin de babası ile birlikte tespit yapılan adreste yaşadıklarını beyan ettiği, davacıya ait resmi kayıtlı adrese gidldiğinde davacının kardeşi olan E.. K..’nın bulunduğu, adı geçenin beyanında davacının 2 ay önce eşinden şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşandığını ve eşi ile 2 çocuğunu bırakarak bu adreste kendileri ile birlikte yaşadığını beyan ettiği ,davacının nüfusa dayalı adres kayıt sistemine göre adres bilgilerini 23.1.2012 tarihinde K.. ilçesi A.. mahallesi Ş… sokak no:13 olarak değiştirdiği,eski eşi Y.. A..’ın ise 17.4.2012 tarihinde adresini C.. Mahallesinden E.. Mah. A.. sokak A.. apt.blok no 4/9 K.. adresine taşıdığı, E.. Muhtarı A.. C..’ın 17.12.2013 tarihli cevabi yazısına göre davacının abisi olan E.. K.. ile birlikte ikamet ettiklerini bildirdiği,Kontrol memuruna dayanak olan Ş.S. A.. Polis Amirliğinin cevabi yazısına göre davacı ve eski eşinin boşandıktan sonra birlikte oturduklarının tespit edildiği, seçmen kayıtlarına göre, davacının ,18.01.2012 tarihinde C.. mahallesi Saraylar caddesi no:../.. Kartal adresinde,24.01.2012 tarihinden itibaren A.. Mahallesi Ş.. sokak no:../.. Kartal adresinde kayıtlı olduğunun belirtildiği,davacı ve eski eşi adına kayıtlı elektrik ,su ve doğalgaz abonelikleri bulunmadığı,dosya kapsamına sunulu bulunan elektrik ve su faturalarının davacının oğlu İ.. A.. adına tanzim edili olup 2013/2.ayına ilişkin faturanın İ.. caddesi A.. Blokları A… Blok Daire.. Kartal adresi için ve 2013/7 ayına ilişkin faturanın ise E.. mahallesi A.. sokağı A.. sokak Bina no :….,daşre no 0.. Kartal adresleri için tahakkuk ettirildikleri , mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıkları C.. K.. ve K.. B..’ın davacının eski eşi ile fiilen birlikte yaşamadığını beyan etmiş oldukları, kontrol memuru araştırmasında beyanına başvurulan tanıklar İ.. A.. ve E.. K..’nın ise yargılama esnasında haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirerek, davacının eski eşi ile fiilen birlikte yaşamadığını ifade ettikleri anlaşılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, hernekadar davacı ve eski eşinin adres hareketleri farklı olsada kontrol memuru raporunun içeriğine göre davacı ve eski eşin birlikte yaşadıklarının çevre sakinlerince bilindiği, tanık olarak idari tahkikat aşamasında beyanlarına başvurulan İ.. A.. ve E.. K..’nın mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirdikleri ve beyanlar arasında çelişki oluştuğu,bu nedenle sözkonusu beyanlarının hükme esas alınamayacağı hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.