YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19957
KARAR NO : 2014/23225
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2009/965-2013/837
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan ..İnşaat San. Ve Tic. Aş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre temyiz eden davalı şirket .. İnş.San.ve Tic.A.Ş vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 08.10.2008 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden kazalının anne ve babasının maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemlerine ilişkindir.
Mahkeme, davacı baba için 13.039,59TL, anne için 24.161,58TL maddi tazminat ile her iki davacı için ayrı ayrı 40.000,00’erTL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden kusurun aidiyeti ve oranının uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, dava konusu olay nedeniyle davacıların maddi zararının belirlenmesinde esas alınacak ücrete ve manevi tazminatın takdir olunan miktarına ilişkindir.
İş kazasından kaynaklanan maddi zararların hesaplanmasında kazalının gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu,olayın ağırlığı,davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda ise; kazalının vasıflı bir işçi olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Vasıflı bir işçinin asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği de açıktır. Bu nedenle Yerel Mahkemece, kazalının asgari ücretin üzerinde bir ücret ile çalışacağının kabulü ile olay tarihinde kazalının emsali işçilerin ücretinin araştırılmasına gidilmesi isabetlidir. Ancak sendikalı olduğuna dair dosyada bir kayıt bulunmayan kazalının olay tarihindeki ücretine ilişkin Devrimci Yapı İşçileri Sendikasının bildirimi esas alınarak ve olay tarihindeki asgari ücretin 3.19 katı kadar bir ücretle çalıştığının kabulü hatalı olduğu gibi olay tarihi, tarafların kusur dereceleri ile sosyal ekonomik durumları gözetildiğinde davacı kazalının hak sahibi anne ve babası lehine kararlaştırılan 40.000,00’erTL tutarlı manevi tazminatlarda fazladır.
Yapılacak iş, maddi tazminat davası bakımından kazalı işçinin, inşaat kalıpçı ustası olduğu ve bu nitelikteki bir işçinin asgari ücret ile çalışmayacağı kabul edilerek, Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile başkaca ilgili meslek kuruluşu var ise bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri buralardan da sormak, yine benzer iş yerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak ve böylelikle işçinin gerçek ücretini belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretle işçinin tazminatını yeniden hesaplatmak, manevi tazminat davası bakımından ise davacılar lehine daha uygun miktarda tazminata hükmetmek ve tüm delilleri bir arada değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı … İnş.San.ve Tic.A.Ş vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan .. İnşaat San ve Tic. A.Ş’ye iadesine
10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.