YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19917
KARAR NO : 2014/26508
KARAR TARİHİ : 08.12.2014
MAHKEMESİ : Bafra 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2013/100-2014/179
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/05/1996-25/08/1999 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 01/05/1996-25/08/1999 tarihleri arası eksik bildirilen sürelerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, işyerinin tuğla fabrikası olup, davacının ateşci olarak çalıştığının iddia edildiği, davacı adına 01/05/1996, 01/10/1997, 10/01/1998 ve10/06/1998 tarihli ve imzalı işe giriş bildirgelerinin davalı işveren tarafından Kuruma verildiği, 01/05/1996-25/08/1999 tarihleri arası kısmi bildirim yapıldığı, kriminal incelemede işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından gösterilen tanıklar talebi aşacak şekilde davacının kesintisiz çalıştığını, davalı tanıkları ise, işyerinde sezonluk çalışma olduğunu ve davacınında sezonluk çalıştığını beyan ettikleri, davacı vekili 30/05/2013 tarihli celsede talebi genişleterek 16/08/1992-31/12/2003 tarihleri arası dönemi talep ettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmeden, dönem bordroları getirtilip bordro tanıkları resen tespit edilip dinlenmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, dava konusu olan ve harçlandırılıp talep edilen dönem yönünden, öncelikle dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidirmek, gerekirse Kurum, belediye, vergi dairesi ve kolluk aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde bulundurulup araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi