Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19616 E. 2014/23792 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19616
KARAR NO : 2014/23792
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/68-2014/91

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetlimesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına, göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davacının maddi zararının 29.12.20011 tarihi itibariyle 14.183,79 TL olduğu kabul edilerek; istemle bağlı kalınmak suretiyle, 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 13.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istem ve dava hakkının saklı tutulmasına dair verilen karar Dairemizin 06.12.2012 tarih, 2012/5601 Esas ve 2012/22395 Karar sayılı ilamı ile G.. Sig. A.Ş. tarafından davacıya ödendiği iddia olunan 19.920 TL’nin hangi banka ve hangi şubece ödendiğini ayrıntılı şekilde ilgili sigorta şirketinden sorarak ve özellikle Yapı Kredi Bankası K.. Şubesi’nden ilgili ödemenin davacıya yapılıp yapılmadığını yöntemince araştırarak, ilgili ödemenin yapıldığı anlaşılırsa maddi zarardan mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, 45.752,27 TL maddi tazminat ve 25.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 70.752,27 TL’nin olay tarihi olan 13.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 13.10.2008 tarihli iş kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranın % 22,2 olduğu, meydana gelen kazada davalı işveren şirketin % 80, davacı işçinin ise % 20 oranında kusurlu olduğu, Dairemizce bozulan karara esas 14.03.2011 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda ise % 22,2 sürekli iş göremezlik oranı ve % 80 kusura isabet eden maddi zarar tutarının 47.914,79 TL olduğunun belirtildiği, Mahkemece hesap raporunda tespit edilen bu maddi zarardan Kurumca davacıya bağlanan 29.956,20 TL son peşin değerli gelirin ve 3.774,80 TL geçici iş göremezlik
ödeneğinin tenzili ile bakiye 14.183,79 TL miktar üzerinden davacının fazlaya dair hakları saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı işverenden tahsiline karar verildiği, iş bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin yukarıda belirtilen karar ve gerekçesi ile bozulduğu, davacı vekilinin bozmadan sonra Mahkemenin 06.06.2013 tarihli kararı ile birleştirilen 09.03.2012 tarihli ek dava açtığı ve yine bozmadan sonra 17.02.2014 tarihinde bir ek dava açtığı ve eldeki bu dava ile birleştirildiği, hükme esas 11.02.2014 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda sürekli iş göremezlik oranı ve kusura isabet eden maddi zarar tutarının 66.018,17 TL olduğunun belirtildiği, Mahkemece belirtilen bu tutardan Kurumca davacıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirin ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilecek kısımlarının tenzili ile bakiye 45.752,27 TL maddi zararı bulunduğunun belirtildiği ve bu tutara hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Somut olayda, dava konusu zararlandırıcı olaya ilişkin Mahkemenin 29.12.2011 tarihli Dairemizin 06.12.2012 tarih, 2012/5601 Esas ve 2012/22395 Karar sayılı ilamı ile bozulan kararına dayanak 14.03.2011 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda tespit edilen sürekli iş göremezlik ve kusur oranına isabet eden 47.914,79 TL maddi zarardan Kurumca davacıya bağlanan 44.857,94 TL son peşin değerli gelirin ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzili ile hesaplanan 14.183,79 TL’nin tavan zarar olarak belirlendiği ve bu doğrultuda kurulan hükmün davacı vekili tarafından usuli olarak dahi temyiz edilmeksizin benimsendiği anlaşıldığından davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın aşılması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13/11/2014gününde oyçokluğuyla karar verildi.