Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19605 E. 2014/28166 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19605
KARAR NO : 2014/28166
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/01/2013
NUMARASI : 2008/521-2013/54

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Aralık 2005-14/07/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava ,davacının Aralık 2005 ila 14/07/2008 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01/12/2005-14/07/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 06/12/1991 doğumlu olan davacı adına davalıya ait işyerinden sigortalı çalışma bildirilmediği, ihtilaf konusu dönemin tamamını kapsayan dönem bordrolarının getirtilmediği, dinlenen tanıkların ihtilaflı dönemin tamamında çalışması olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Öte yandan, 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı sayılabilmek için Yasanın 2. maddesinin öngördüğü koşulların gerçekleşmesi yeterli bulunmamaktadır. Sigortalılık niteliğinin kazanılması yolunda yasanın 3. maddesinde öngörülen kapsam dışı bırakılan kişilerden olunmaması gerekir. Yasada sayılan bu kişiler, görünürde sigortalılık koşulları taşımalarına karşın, 506 sayılı yasa sistemi dışında tutulmuşlardır. Çıraklar ise sadece belli sigorta kolları için kapsama alınabilirler. Yasal statüleri bunların uzun vadeli sigorta kollarından yararlanmasına engeldir.
Somut olayda, davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği ve davacının çırak olup olmadığı araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davalıya ait işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile resen tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, davacının doğum tarihi ve BK’nun 318/1 maddesi dikkate alınarak işyerinden yazılı çıraklık sözleşmesinin bulunup bulunmadığı araştırılmak, gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı olarak 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtlandıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; 506 sayılı yasanın 60/G hükmünün göz önünde bulundurulmaması hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.