Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19521 E. 2015/22102 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19521
KARAR NO : 2015/22102
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : Antalya 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2012/483-2014/188

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı ve davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı G…ide Üretim ve Tic AŞ tarafından davacı adına düzenlenen 30.07.2003,21.08.2009,01.12.2012 tarihli, davalı B… Tarım Ürünleri Tic ve San Ltd Şti tarafından düzenlenen 28.02.2007, 01.03.2007, 15.10.2008, 10.08.2009 tarihli işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, davacının 01.03.2007-2009/7, 2009/8. ayında Belek Tarım Ürünleri Tic ve San Ltd Şti, 30.07.2003-28.02.2007, 2009/8-2012/8 tarihleri arasında G… Fide Üretim ve Tic AŞ yanında geçen kısmi çalışmalarının Kurum kayıtlarında gözüktüğü, davalılar H.. Ö.. ve O.. Ö..’ın B…Tarım Ürünleri Tic ve San Ltd Şti ortağı oldukların, bordroların alındığı ancak dinlenen tanıkların kayıtlara geçen tanıklardan olmadığı,bu haliyle dinlenen tanıkların yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı ve buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı gibi, davalı işverenler arasındaki hukuki ve organik bağ olup olmadığı hususlarının ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan; 506 sayılı Yasa’nın 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz, Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kim diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; ilgili Ticaret Sicilinden davalı işyerlerine ait tüm kayıtlar celbedilip, işverenler arasında hukuki ve organik bağ ortaya konulduktan sonra, işyerlerine ait ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarını getirterek, bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, tanık olarak ifadesine başvurulanların hizmet cetvellerini Kurumdan istemek, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı ve davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverenlere iadesine, 09.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.