Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19302 E. 2014/23436 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19302
KARAR NO : 2014/23436
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Mersin 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/349-2013/134

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı kooperatif nezdinde geçen 01.07.1999-15.08.2006 tarihleri arasındaki SGK’ya bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece açılan davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işveren yanında 01/12/1999- 15/08/2006 tarihleri arasında kesintisiz ve asgari ücretle çalıştığının tespitine,sigortaya bildirilen sürelerin dışlanmasına, bu hizmetinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesine,davacının fazlaya ilişkin hizmet tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının 01.03.2001 tarihli davalı kooperatifce düzenlenmiş olan işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 28/02/2001 tarihinde intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 01.03.2001- 30.06.2005 ve 14/09/2005- 31.08.2006 tarihleri arasında 1034004 sicil no ile, 01/07/2005-31/08/2005 tarihleri arasında da 1050714 sicil no ile davalı işyeri tarafından kesintili ve tam olarak hizmet bildiriminde bulunulduğu, işyerinin faaliyet konusunun kooperatif içinde bahçıvanlık olarak Kurum’a tescil edildiği, işyerinin 1034004 sicil numarası ile 16/06/2000-31/08/2006 tarihleri arasında Kanun kapsamında olduğu, 2001/01-2006/06. dönemlerine ait işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, 2008 yılı 12.ayına ait bordroda davacının işe giriş tarihinin 01.12.1999 olarak bildirildiği belirtilmiş ise de söz konusu bordronun dosyada yer almadığı, 22/08/2006 tarihinde davalı işyerinin tasfiye olup Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkeme’sinde şirketin ihyası için açılan davada 25/02/2011 tarihinde davanın kabulü ile sicilden terkin edilmiş olan davalı kooperatifin ihyasına ve ticaret siciline tesciline karar verilmiş olup hükmün Yargıtay 23.Dairesi tarafından 28/03/2012 tarihinde onanmak suretiyle kesinleştiği, Mahkeme’nin 2010/177 Esas sayılı işçilik alacağına ilişkin dava dosyasında yer alan bilirkişi raporunda davacının hizmetinin 01/12/1999-31/10/2010 tarihleri arası olarak kabul edilerek işçilik alacağına ilişkin hesaplamaların yapıldığı, duruşmalarda hizmet cetvellerinin incelenmesinden uyuşmazlık konusu dönemin kısmî bordrolu çalışanı olan davacı tanıklarının dinlendiği, tanıklar tarafından davacının 2001 yılında kooperatifte çalıştığının, öncesinde ise taşeron şirketten ücretini aldığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece davacının 2001 yılı öncesi fiili çalışmasının varlığının yöntemince araştırılmadan, yetersiz tanık beyanları doğrultusunda sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Davacının 2001 yılına kadar geçen hizmetlerinin hangi işyerinde geçtiğini belirlemek açısından yapılacak iş; öncelikle tanık beyanına göre davacının taşeron şirketten ücret aldığının belirtilmiş olması karşında söz konusu şirkete ait uyuşmazlık konusu dönem bordrolarının Kurum’dan getirtilerek bordrolarda sigortalı kaydı yer alan ve davacının çalışmalarına ilişkin beyanda bulunabilecek taşeron şirket çalışanlarını dinlemek, Belediye’den inşaat ruhsatının ne zaman çıkartıldığını tespit etmek, var ise davalı kooperatifin nizalı dönem içerisindeki karar defteri, gelir-gider makbuzları ve gelir-gider defterlerinin (işletme defterleri), ücret ödeme belgelerinin getirtilerek davacıya ödeme yapılıp yapılmadığını, karar defterinde çalışması ile ilgili karar alınıp alınmadığını araştırmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan S.. K..’ne iadesine
10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.