Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19275 E. 2014/24133 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19275
KARAR NO : 2014/24133
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : Erzurum İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2010/27-2013/568

Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1987-15/04/2006 tarihleri arasında askerlik süresi hariç çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyerleri nezdinde 1987 yılından itibaren 15/04/2006 tarihine kadar geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Savunma hakkı Anayasa (m.36) ile güvence altına alınmış olup, HMK.nun 27. maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Bu kapsamda hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için Kanun’a uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hâkim Anayasa ile güvence altına alınan ve HMK’da da ayrıca düzenlenmiş bulunan iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafların duruşmaya çağırmak zorundadır.
Uyuşmazlık davanın ve duruşma gününün davalıya usulünce tebliğ edilip edilmediği, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı, davalı işveren vekilinin savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasındadır.
Somut olayda; 11/07/2013 tarihli duruşma tutanağında duruşmanın 24/10/2013 tarihinde saat 10.00 a bırakıldığının belirtilmesine rağmen tarafların bilgisi ve mukavafatı olmadan Mahkemece 24/09/2013 tarihinde celse açıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca usulünce taraf oluşturulmadan davalı işveren vekilinin yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı işveren vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan A.. S.. ve Z.. A..’a iadesine
17/11/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.