Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19201 E. 2014/26000 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19201
KARAR NO : 2014/26000
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2014
NUMARASI : 2013/348-2014/507

Davacı, diğer sigortalılıkları dışlanarak 4056 sayılı Yasa uyarınca 23/08/1962-20/06/1982 tarihleri arasındaki süreyi borçlanabileceğinin ve başvuru tarihindeki prime esas kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının diğer sigortalılıkları dışlanarak 4056 Sayılı Yasa gereğince 23.08.1962 – 20.06.1982 tarihleri arasındaki süreyi borçlanmasının ve başvuru tarihi olan 28.12.1995 tarihindeki prime esas kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizin 14.01.2013 Tarih ve 2011/5609 E, 2013/2 K sayılı kararı ile; 506 Sayılı Yasa’ya 4056 Sayılı Yasa ile eklenen Geçici 80. madde hükmünde, borçlanılan sürelere ait malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin borç ödeme tarihindeki 78. maddeye göre belirlenen asgari günlük kazanç üzerinden hesaplanacağının öngörülmüş olduğu gözetilmeksizin davacının Kurum isteminin sonucunu araştırmadan yıllar sonra da açtığı da gözardı edilerek 28.12.1995 tarihindeki prime esas alt kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi isabetsiz olduğu belirtilerek bozulmuş, bozma kararına uyan mahkemece son olarak davacının toplam 4 yıl, 9 ay, 14 günlük süreyi borçlanmasının ve başvuru tarihi olan 28.12.1995 tarihindeki asgari günlük kazanç üzerinden prim ödemesinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Mahkemenin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke Usul Kanunu’nun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkemenin, bu uyma kararı ile bağlı olup bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükümünü tesis etme zorunluluğu vardır.
Somut olayda; Dairemizin bozma ilamında 506 Sayılı Yasa’ya 4056 Sayılı Yasa ile eklenen Geçici 80. madde hükmünde, borçlanılan sürelere ait malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin “borç ödeme tarihindeki” 78. maddeye göre belirlenen asgari günlük kazanç üzerinden hesaplanacağının öngörüldüğü belirtilmiş olmasına rağmen, davacının bu talebinin reddi gerekirken, tekrar 28.12.1995 tarihindeki asgari günlük kazanç üzerinden prim ödenmesine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.05.2002 tarih ve 2002/9-445 E. 2002/452 K, 12.03.2014 tarih 2013/21-626 E 2014/286 K sayılı kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.