Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19037 E. 2014/21723 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19037
KARAR NO : 2014/21723
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/10/2013
NUMARASI : 2010/978-2013/781

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 13.12.2006 – 20.05.2010 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 13.12.2006 – 02.12.2009 tarihleri arasında 1068 gün çalışmış olduğunun tespitine, 03.12.2009 – 20.05.2010 tarihleri arası hizmetler davalı Kurum’a noksansız bildirildiğinden bu süre için yeniden tespite gerek olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince 03.12.2009 tarihli işe giriş bildirgesi düzenlendiği ve 03.12.2009 – 31.05.2010 tarihleri arasındaki çalışmalarının da davalı Kurum’a bildirildiği, davalı işyerinin 22.05.2001 tarihinde Yasa kapsamına alınığı ve dönem bordrolarının dosya arasında bulunduğu, ancak bordro tanıklarının dinlenilmediği ve komşu işyeri tanıklarının araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; davacının talep ettiği dönemdeki çalışmaları kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ile zabıta marifetiyle veya davalı Kurum’dan sorularak, talep edilen dönemdeki komşu işyeri sahipleri ve bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanlar tespit edilip dinlenilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan C.G.S. Giyim San. Ltd. Şti’ne iadesine
28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.