Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19027 E. 2014/21718 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19027
KARAR NO : 2014/21718
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Fethiye 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/507-2012/800

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının davalı işyerinde 20.04.2007 – 29.06.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı ile davalı arasında hizmet akti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; pansiyonda müdür olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işverence düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı işyerinin 18.08.2006 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davacı tarafça delil olarak sunulan ve davalı işyerine bazı firmalarca yapılan mal teslimi, tamirat gibi işler için düzenlenen 02.05.2007, 17.05.2007, 22.05.2007, 05.06.2007, 08.06.2007, 20.06.2007 tarihli faturalarda davacının adı ve imzasının bulunduğu, şirket yetkililerinin teslim alan kişiyi hatırlamadıklarını, ancak faturaların kendilerine ait olduğunu bildirdikleri, 18.06.2007 tarihli elektrik sayacı sökme-takma tutanağında davacının imzasının bulunduğu, davacı tarafından K. isimli pansiyonun müdürlüğünü yaptığının beyan edildiği, F. Esnaf Odası tarafından davalı M.. E..’in Poseiden restorantın sahibi olduğunun, K. pansiyonun işletmecisi olmadığının bildirildiği, ancak davalının K. K. mevkiinde M.. E.. Kamping ve Restoran İşletmesi isimli ve 18.06.2006 tarihinde Yasa kapsamına alınan işyeri bulunduğu, vergi dairesi tarafından da davalının K. T. mevkiindeki mülkiyeti Ö. E.e ait binayı pansiyon-restoran-bar olarak 10.07.2006 tarihinden itibaren kullanmaya başladığının bildirildiği, davacının çalıştığını beyan ettiği dönemde K. isimli işyerine musluk, fırça gibi hırdavat malzemeleri verildiğine dair teklif fişleri bulunduğu, fişlerde isimleri bulunan işyeri sahiplerince de bunların doğruluğunun onaylandığı, ayrıca kime teslim edilmişse onun adına fatura kesildiğini bildirdikleri, ayrıca tanık olarak dinlenilen ve davalının hem kiracısı olduğunu, hem de davalıya komisyon karşılığı müşteri bulduğunu beyan eden O. Ç.’nin T. mevkiindeki işyerinde davacının çalıştığına dair jandarmaya verdiği 04.06.2007 tarihli çalışanlara ait kimlik bildirme belgesi buludnuğu ve bu belgede davacının işe başlama tarihinin 20.04.2007 olarak gösterildiği, belgede O. Ç.’nin de sorumlu işletici/yönetici olarak gösterildiği, jandarmanın belgeyi 15.06.2007 tarihinde teslim aldığı, davacı tanıklarından olan A. S.’ın da 20.06.2007, 03.07.2007, 25.06.2007 tarihli ve davacının imzaladıkları ile aynı nitelikte olan fatura ve belgelerde imzası bulunduğu, bu tanığın; kendisinin pansiyonda havuz ve çevre temizliği, bahçıvanlık yaptığını, davacının Nisan sonu-Haziran sonu arası müdür olarak çalıştığını, kendisinin de sigortasının yapılmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise yukarıda anılan şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacı tarafından hizmet talep edilen dönemde davalının sahip olduğu işyerlerini tespit etmek, daha sonra zabıta marifeti ile davalının işyerlerine komşu işyeri sahipleri ile komşu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları tespit ederek dinlemek, yine öncelikle jandarmaya yazı yazarak davalının T. mevkiindeki işyerindeki çalışmalara ve çalışanlara ilişkin olarak kayıt bulunup bulunmadığını sormak, kayıt bulunduğu bildirilir ise bu kayıtlardaki kişileri dinlemek, kayıt bulunamaz ise zabıta marifeti ile davalının sahibi bulunduğu otelde talep edilen dönemde çalışan diğer kişileri tespit ederek dinlemek, davalıdan davacının dosyada mevcut davalı işyerine bazı firmalarca mal teslimi, tamirat gibi işler için düzenlenen 02.05.2007, 17.05.2007, 22.05.2007, 05.06.2007, 08.06.2007, 20.06.2007 tarihli faturalar ile 18.06.2007 tarihli eletrik sayacı sökme takma tutanağına hangi sıfat ile imza attığını sormak, mümkün ise faturalarda isimleri bulunan kişiler ile davacıyı yüzleştirmek ve belgelerin imzalandığı sırada davacının tutumu ile otel içerisindeki diğer çalışanların davacıya karşı tutumlarının herhangi bir çalışan gibi mi yoksa müdür gibi mi olup olmadığı hususlarında beyanlarına başvurmak, ayrıca talep edilen dönemde davacının çalıştığını beyan ettiği otelin bulunduğu mevkiinin bağlı olduğu köyün muhtar ve azalarını dinleyerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.