Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/19014 E. 2014/28110 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19014
KARAR NO : 2014/28110
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/10/2013
NUMARASI : 2013/576-2013/683

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan E.. S.. A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacı vekili ile temyiz eden davalı E.. S.. AŞ vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 09.06.2010 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece kusurlarını bulunmadığından davalılardan Y.. T.. ile Ş.. T..’a yönelik davanın reddine, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ile davalılardan E.. S.. AŞ vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Mahkemenin manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak maddi tazminatın belirlenmesinde ve davalılardan Y.. T.. ile Ş.. T..’a yönelik davanın reddi nedeniyle avukatlık ücretinin tayininde hataya düşüldüğü görülmektedir.
Dava nitelikçe SGK tarafından karşılanmayan zararın giderilmesine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, mükerrer ödemeyi ve sebepsiz zenginleşmeyi önlemek için davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilir bölümünün hesaplanan zarardan indirimi suretiyle tazminatın belirleneceği Dairemizin yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda 5510 sayılı yasanın 19. maddesi dikkate alındığında %1,30 oranında sürekli iş göremezliği tespit edilen davacıya SGK tarafında gelir bağlanmayacağı ortadadır. Ne var ki davacıya geçici iş göremezlik döneminde yapılan ödemeler nedeniyle Kurum tarafından takibe geçildiğinin davalı sigorta şirketi tarafından ileri sürülmesine göre bu yönün araştırılması göz ardı erilerek maddi tazminat karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
2918 sayılı KTK’nun 96. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği” hükme bağlanmıştır. Dava konusu trafik iş kazasında birden çok kişinin yaralandığı ve öldüğünün tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden belli bulunmasına ve davalı sigorta şirketi vekilinin olayda diğer zarar görenlerinde dava açtığını ve zararın garameten paylaştırılması gerektiğini savunmasına göre; davalı sigortacının olayda zarar görenlere karşı sorumlu olduğu teminat limitinin garame hesabı ile zarar görenlere paylaştırılması, davalı sigorta şirketinin davacıya garameten ödemekle yükümlü olduğu tutarın hüküm altına alınması gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan davalı E.. S.. AŞ’nin davacının yolcusu bulunduğu aracın İMSS poliçesini düzenlediği ZMSS poliçesinin ise A.. A.. tarafından yapıldığı görülmektedir, İMSS Genel Şartlarına göre İMSS sigortasının, zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin edeceği düzenlemiştir. Hal böyle olunca davacının hak ettiği tazminat miktarının yukarıda açıklanan biçimde yöntemince belirlenmesi, sonrasında ZMSS poliçe limiti uyarınca garame hesabı yapılarak sigortanın sorumluluğunun belirlenmesi, temin edilmeyen zarar miktarının ise İMSS poliçe limitini aşmayacak şekilde İMSS poliçesinden karşılanması gerekirken İMSS sigorta şirketinin eksik inceleme ile tazminat ile yükümlü tutulması da doğru olmamıştır.
Avukatlık ücretine gelince: Davalılar Y.. T.. ile Ş.. T..’a yönelik dava husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğinden maktu vekâlet ücreti verilmesi isabetlidir. Ancak ret nedeninin tek olduğu göz ardı edilerek maddi ve manevi tazminat istemleri üzerinden ayrı vekâlet ücreti takdiri isabetsiz olmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.07.2013 gün ve 2013/3-12Esas ve 2013/1012 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ile temyiz eden davalı E.. S.. AŞ vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.