Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18912 E. 2014/26503 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18912
KARAR NO : 2014/26503
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Ordu İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2008/284-2013/249

Davacı, 07.04.2001 tarihinden dava tarihine kadar aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının ve sigortalı olarak geçen hizmet sürelerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işyeri nezdinde geçen 07/04/2001 tarihinden dava tarihine kadar sürede Kurum’a bildirilmemiş hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden limited şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Sicili’ne husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK’nın 52. ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Somut olayda; ticaret sicil memurluğunca şirketin sicil kaydının silindiği bildirildiğinden davalı Limited Şirketin tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalktığının anlaşılmasına göre, açılan davada pasif husumetin kendisine yöneltilebilmesi için yukarıda açıklandığı üzere yeniden şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek neticesine göre karar verilmesi yerine, tüzel kişiliği sonlanmış davalı Şirket aleyhine açılan bu davada yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde aleyhine hüküm kurulması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı limited şirket ile ilgili olarak ihya yapması için davacıya süre vermek, taraf teşkilini sağlamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.