Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18798 E. 2014/26620 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18798
KARAR NO : 2014/26620
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2012/154-2014/319

Davacı, yapılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacı Kurum’un davalının icra takibine karşı yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibine devam edilmesine ve borçlu davalının en az %40 icra-inkar tazminatına mahkum edilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalının 25/10/2005 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 05/11/2010 tarihinde ise boşandığı eşi ile yeniden evlendiği, davalının eşine ait KOAH rahatsızlığına ilişkin 28/03/2008 tarihli ve kalp rahatsızlığına ilişkin 26/02/2011 tarihli raporları eklemek suretiyle dilekçesinde davalının geçimsizlik nedeniyle boşandığını, boşandığı eşinin kendisine bakacak durumda olmaması nedeniyle tekrar boşandığı eşi ile evlendiğinin belirtildiği, davalıya boşanma sonrası yaptığı 28/11/2005 tarihli başvurusu sonucunda davacı Kurum tarafından ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı, davacı Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 25/04/2011 tarihli kontrol memuru raporuna dayanak olarak oluşturan 21/04/2011 tarihli tutanak ile mahalle muhtarının ve davalının teyzesinin oğlu olduğu belirtilen şahsın “davacı ve boşandığı eşinin A. Sokak No: … Elmadağ-Ankara adresinde birlikte yaşadıklarını” beyan ettikleri, sanıklar hakkında iddia olunan nitelikli dolandırıcılık suçlarından dolayı yapılan yargılama neticesi Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 01/02/2012 tarihli, E.2011/267 ve K.2012/20 sayılı kararı ile; “Sanık F. S., K.. S..’nın üzerine atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması (delil yetersizliği) karşısında CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine” dair karar verildiği, verilen kararın Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin 04/12/2013 tarihli ilamı ile onanıp kesinleştiği, Mahkemesince yaptırılan 25/06/2012 tarihli kolluk araştırmasında, davalının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edildiği, yine İlçe Nüfus Müdürlüğü ve Muhtarlık tarafından hem davalının hem de davalının eşinin yerleşim yeri adresinin “ Ü. Mahallesi A. Sokak No : …” olarak kayıtlı olduğunun bildirildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya eklendiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporuna dayanak oluşturan kolluk araştırma tutanağında davalı ve eski eşinin, aynı adreste fiilen birlikte yaşadıklarının bildirilmesi; mahkemesince yapılan ikametgah araştırmaları neticelerinin içerik itibari ile davalı ve eski eşinin evlenmeden önce de fiilen birlikte yaşadıklarını teyit eder nitelikte olduğu hususlarının birlikte göz önüne alındığında; davalı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasa’nın 59/2. maddesi gereğince Kurum’un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın kabulü gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.