Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18748 E. 2014/21871 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18748
KARAR NO : 2014/21871
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2013/4-2013/305

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının, 01.02.1982 tarihinden itibaren 5 ay süreyle davalıya ait işyerinde, hizmet akdine dayalı olarak geçen ve SGK’na bildirilmeyen tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının 01.02.1982 tarihinde 1 gün süreyle davalıya ait işyerinde, hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından 506 sayılı Yasa’nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir.” hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa’nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 01.02.1982 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 24.03.1982 tarihinde intikal ettirildiği, işe giriş bildirgesinin davacının imzasını ve fotoğrafını içerdiği, dinlenen bordro tanıklarının davacıyı hatırlayamadıkları anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının sigorta sicil numarasının kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, işe giriş bildirgesindeki davacıya ait imza ve fotoğraf üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırmak, gerekirse ihtilaflı dönemde davalıya ait işyerine komşu işyeri sahibi veya kayıtlı çalışanlarını tanık olarak dinlemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.