Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18645 E. 2014/20664 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18645
KARAR NO : 2014/20664
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2014/189-2014/387

Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni geciktirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, 9.202,45 TL maddi ve 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; olayın Kurumca iş kazası kabul edilerek davacının sürekli iş görmezlik oranının % 7.3 olduğunun belirtildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda davalı işverenin % 30, davacı işçinin % 70 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, 18.04.2011 tarihli bilirkişi hesap raporunda davacının 7.327,10 TL maddi zararı bulunduğunun belirtildiği, 29.12.2011 tarihli hüküm ile 7.327,00 TL maddi ve 2.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verildiği, iş bu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 20.02.2014 tarihli ilamı ile davacının vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ve davacının tespit edilen 7.327,00 TL maddi zararından Kurumca ödenen geçici iş görmezlik ödeneğinin rücu edilebilicek kısmının indirilmesi ile karar verilmesi gerektiği için bozulmasına karar verilidiği, bozma ilamından sonra alınan 25.06.2014 tarihli hesap raporu ile davacının 9.202,85 TL maddi zararı bulunduğunun tespit edilmesi üzerine Mahkemece maddi tazimnat isteminin bu miktar üzerinden hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Somut olayda, bozma ilamı kapsamına göre 29.12.2011 tarihli hükme karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının red edilmesi ile 18.04.2011 tarihli bilirkişi hesap raporunda tespit edilen 7.327,10 TL maddi zararın kesinleştiği ve davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşıldığından, kesinleşen 7.327,10 TL maddi zarardan Kurumca davacıya ödenen geçiçi iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilecek kısmının tenzili ile karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 25.06.2014 tarihli hesap raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 21/10/2014gününde oybirliğiyle karar verildi.