Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18618 E. 2014/23897 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18618
KARAR NO : 2014/23897
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/689-2014/283

Davacı, yurtdışındaki çalışmalarının tespitine, bu süreleri borçlanma talebinin kabulüne ve Almanya’daki sigortalılık başlangıç tarihinin Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden önce olması halinde bu tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının Almanya’da … sigortasına girdiği tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile davacının Türk Vatandaşlığından çıkmadan önce yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının yurda kesin dönüş yapmadığı,Türkiye’de sigortalılığı olmadığı,yurt dışında geçirdiği sürenin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı ,Alman vatandaşı olup Türkiyede sigortalılığı bulunmayan davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 38.maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, 5417, 6900, 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya 5510 sayılı Kanuna tâbi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olarak ilk defa kapsama girdiği tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5.maddesinin son fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmakta ise de Anayasa’nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme hükümleri 3201 sayılı
Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip olduğundan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesi zorunlu değildir.
Uluslararası sözleşmelere konulan bu yöndeki hükümlerin amacı; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönmesi halinde uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan haklar yönünden önem arz eden sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde ülkemizde çalışan sigortalılar ile aynı koşullara tabi tutmak olup bu hüküm 3201 sayılı Yasa’da yer alan yurtdışı borçlanma hükümlerinden bağımsız bir sosyal güvence olduğundan uygulanması için borçlanma koşulu da aranmaz.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.
10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Yasanın 28. maddesi ile 3201 sayılı Yasanın 1. maddesi ‘Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.’ şeklinde değiştirilmiş, 3201 sayılı Yasanın 5. maddesinin 5. fıkrasına ‘uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce akit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların akit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir ‘ cümlesi eklenmiştir.
Somut olayda, 15.05.1965 doğumlu davacının doğumla Türk vatandaşı olup 27/03/2003 tarihinde çıkma izni almak suretiyle türk vatandaşlığını kaybettiği, yurt dışı hizmet borçlanma talebinin davalı Kurumca talep tarihinde türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, Türkiye’de 5510 sayılı Yasa kapsamında tescili bulunmadığı,yurt dışı hizmet belgesinden 01.09.1982 tarihinden itibaren zorunlu prim ödemesi (Pflichtbeitragszeit )” nedeniyle sigorta kapsamına alındığı görülmektedir.
Davacının ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 15.05.1983 tarihi olarak tespitine ve davacının 18 yaşından sonra yurt dışında Türk vatandaşı iken gerçekleşen sigortalılık süreleri ile bu süreler arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın borçlanmaya hakkı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan 10.09.2014 tarihli 6552 sayılı Yasanın 28. ve 29. madde hükümleri ile 3201 sayılı Yasanın 1 ve 5. maddesinde yapılan düzenleme ile 3201 sayılı Yasaya 6552 sayılı Yasa ile eklenen Geçici madde 8 hükümlerinin bozmadan sonra yapılacak yargılamada göz önünde bulundurulması gerekmektedir.11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun ile 3201 sayılı Kanunda yapılan değişikliklerin ardından davalı Kurum tarafından çıkarılan 29.09.2014 tarih 2014/27 sayılı Genelge’de Almanya yaşlılık sigorta rejimine giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiş olduğundan; davacıya anılan Genelge kapsamında Kuruma başvurması için süre verilerek, uyuşmazlığın devam edip etmediği tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.