Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18528 E. 2014/25975 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18528
KARAR NO : 2014/25975
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2011/465-2014/212

Davacı, 2926 sayılı yasa uyarınca sigortalılığının ilk defa Tarım tevkifatı yapılan 31/12/1998 tarihi itibariyle başlatılmasına 6111 sayılı kanundan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 31/12/1998 tarihi itibariyle başlatılması ve 6111 sayılı Yasadan yararlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalılık başlangıç tarihinin 31/12/1998 olarak tespitine, 6111 sayılı yasa hükümlerinden yararlanmak amacıyla 13/05/2011 tarihinde kuruma başvuru yapmış olmakla süresinde yapılan başvuru nedeniyle 6111 sayılı yasa hükümlerinden yararlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Öte yandan,HMK’nun 297. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde karar yerinde gösterilmesi gereklidir. Bunun yanında hakim somut olayın özelliğine göre infazda duraksamaya yer bırakmayacak biçimde karar yazmak durumundadır.
Somut olayda, davacının 13/05/2011 tarihi itibariye tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, teslim ettiği ürün bedellerinden 31/12/1998 tarihinde prim kesintisi yapıldığı belli olmakla, bu tarihi takip eden aybaşı olan 01/01/1999 tarihinden itibaren tespite karar verilmesi gerekirken, 31/12/1998 tarihinden tespite karar verilmesi ve 31/12/1998 tarihinde yapılan kesinti haricinde prim kesintisi ve ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde sigortalılığın sona erdiği tarih gösterilden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, 31/12/1998 tarihinden sonra ürün teslimi ve prim kesintisi bulunup bulunmadığını araştırmak, bulunmaması halinde davacının 01/01/1999-31/12/1999 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek, bulunması halinde ise, yukarıda anlatılan ilkeler ışığında ve infazda tereddüte yer vermeyecek şekilde davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu süreleri tespit etmekten ibarettir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.