YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18507
KARAR NO : 2014/23375
KARAR TARİHİ : 10.11.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2014
NUMARASI : 2013/755-2014/287
Davacı, Türk vatandaşı iken Tükiye’de 01/03/1979-01/05/1993 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tespitine, ilgili hizmetlere dair borçlanma hakkını kullanabileceğini, Türk vatandaşı iken 01/05/1993-10/04/2000 tarihleri arasında Almanya’da çalıştığı süreleri borçlanma talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, yurtdışında geçen sigortalılık sürelerinin borçlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın Edirne Sosyal Güvenlik Merkezi’nin işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek, dava dosyasının Edirne İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
5521 sayılı Yasa’nın 15. maddesinde bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2.maddesine göre “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır” hükmü gereğince uyuşmazlığın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5 ve 15. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin hükümleri doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir.
Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, 6100 sayılı HMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir.
HMK’nın 14/1. maddesi uyarınca “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.”
Şube, bir kurum veya kuruluşa bağlı olarak etkinlikte bulunan alt mevkilerdeki iş yerlerinden her biri olarak tanımlanabilir. Şube, hukuken ve mali olarak merkeze bağlı olmakla birlikte merkezin yapmakta olduğu işlemler türünden işlemler yapma yetkisine de haizdir.
Tüzel kişilere karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, tüzel kişilerin yerleşim yerinin, yani merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olmakla birlikte, şube işlemleri nedeniyle açılacak dava, taraf olarak bağlı bulunulan merkez davalı gösterilerek, şubenin bulunduğu yerde de açılabilir.
Gerçekten davalı Kurumun şubesinin bulunması şartıyla ve o şubenin yapmış olduğu işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, şubenin bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olacaktır. Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.04.2008 tarih ve 2008/10-329-334 Esas- Karar sayılı kararında belirtilmiştir.
“Kurum adına işlem yapmaya yetkili bulunmak” şubenin tanımından ortaya çıkan bir sonuç olup, şubenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olmasında tek başına yeterli değildir. Şubenin bulunduğu yer yetkisi, doğrudan o şubenin yapmış olduğu işlemlerden veya Kurumun davacıya ait işlemlerinin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır.
Öte yandan 01.10.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile Kurumun taşra teşkilatının kuruluş, çalışma usul ve esasları ile personelin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlenmiştir. Sosyal güvenlik merkezleri idari işlemler açısından, sosyal güvenlik merkezi, sağlık sosyal güvenlik merkezi ile mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi olarak üç kategoriye ayrılır. Yönetmeliğin 11.maddesi ile sosyal güvenlik merkezlerinin görevleri belirtilmiş olup sosyal güvenlik merkezlerinin bulundukları yerde Kurumun başta 5502 sayılı Yasa olmak üzere mevzuattan kaynaklanan görevleri doğrultusunda hizmet verdikleri ve yaptıkları işlemlerin sigortalılar ve Kurum yönünden bağlayıcı olduğu anlaşılmakla sosyal güvenlik merkezlerinin 6100 sayılı HMK’nın 14/1 maddesine göre şube niteliğinde oldukları açıktır.
Somut olayda, Kurum adına işlemleri takip eden, davacının borçlanma talebinde bulunduğu ve borçlanma talebinin reddedildiği ünitenin Unkapanı Sosyal Güvenlik Merkezi olduğu, eldeki uyuşmazlığın çözümünde şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu anlaşılmakla mahkemece işin esasına girilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
10.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.