Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/18171 E. 2014/27541 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18171
KARAR NO : 2014/27541
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2011/198-2014/228

Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacıların tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 21.11.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının eşi ve iki çocuğunun maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, SGK tarafından PSD ile karşılandığından maddi tazminat talebinin reddine, davacı eş için 10.000,00.-TL ve davacı çocukların her biri için 5.000,00.-‘er TL manevi tazminatın davalı işverenden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Mahkemenin, davacı yanın da kabulünde olan 12.04.2010 tarihli ibranamenin manevi tazminatın takdirinde gözetilmemesinin nedenleri açıklanmadan yazılı şekilde manevi tazminat takdiri hatalı olmuştur.
12.04.2010 Tarihinde düzenlenen İbranameye göre, davacı taraf 21.11.2009 tarihindeki iş kazası nedeniyle maddi tazminatına karşılık 50.000 ABD doları ve manevi tazminata karşılık 25.000,00- ABD doları alarak davalı işvereni ibra etmiştir. Anılan feragatname uyarınca yapılan ödemenin davacı yanca kabul edildiği, ancak ödenen bu miktarın zararlarını karşılamadığı gerekçesiyle eldeki davanın açıldığı uyuşmazlık konusu değildir.
Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması, kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Yargıtay H.G.K’ nun 25.9.1996 gün ve 1996/21-397-637 karar ile 13.10.1999 gün ve 1999/21-684-818 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda davacının manevi zararına karşılık yapılan 25.000,00- ABD doları tutarındaki ödemeyi kabul ederek ibraname verdiğine göre, manevi tazminat talebinin reddi yerine, manevi tazminatın bölünmeyeceği göz ardı edilerek yazılı şekilde manevi tazminata karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davalıya iadesine, 18/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.