YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18086
KARAR NO : 2014/22386
KARAR TARİHİ : 03.11.2014
MAHKEMESİ : Isparta İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2013
NUMARASI : 2010/457-2013/25
Davacı, Kurum işleminin iptaline, 20/11/2005 tarihinde tarım sigortalılığının sona erdiğinin tespit ve tesciline, bu tarihe kadar olan Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile bu tarihe kadar olan Bağ-Kur hizmetlerinin SSK’lı çalışmalarına devrini ve 01/05/2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının Kurum işleminin iptali ile 20/11/2005 tarihinde tarım sigortalılığının sona erdiğinin tespit ve tescilini, bu tarihe kadar olan Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile bu tarihe kadar olan Bağ-Kur hizmetlerinin SSK’lı çalışmalarına devrini ve 01/05/2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasını, ödeme tarihine kadar yaşlılık aylığına yasal faiz uygulanması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının tarım sigortalılığının 20.11.2005 tarihinde sona erdiği, 2. dönem 01/06/2006 -30/09/2009 tarihleri arası tarım sigortalığının iptali gerektiğinin tespitine, davacıya 01.08.2011 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksine kurum işleminin iptaline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine dair karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/05/2000 tarihi itibariyle 2926 Sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığı kayıt ve tescilinin yapıldığı, işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 21/04/2000 tarihinde intikal ettiği, 13/08/2003-30/09/2009 tarihleri arasında davacının ziraat odası üyeliği kaydının olduğu, herhangi bir prim kesintisinin olmadığı, kendi adına herhangi bir taşınmaz kaydının olmadığı, 01/05/2000- 20/11/2005 tarihleri arasında 5 yıl, 6 ay, 19 gün olmak üzere toplam 1999 gün Tarım Bağ-Kur sigortalılığının olduğu, Ziraat Odası kaydının devam etmesi nedeniyle Kuurm tarafından yeniden Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlatılmış olduğu, 01/06/2006- 30/09/2009 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile birlikte davacının toplam 3199 gün Tarım Bağ-kur sigortalılığı olup davacının sigorta prim borçlarını ödemek için 5458 sayılı Yasa’dan faydalanmak üzere Kurum’a başvurduğu, 04/05/2006 tarihinde toplu olarak 2.520 TL ödemek suretiyle 5458 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını ödemiş olduğu, bu tarihten sonra da 02/02/2009-31/12/2009 tarihleri arasında 185 TL, 117 TL, 226 TL, 205 TL şeklinde sigorta prim borcu ödemelerinde bulunduğu, davacıya ait hizmet cetvelinden 01/09/1985-31/12/1996 tarihleri arasında 1359 gün, 21/11/2005-06/01/2006 tarihleri arasında 46 gün zorunlu, 01/06/2006-30/09/2008 tarihleri arasında 840 gün isteğe bağlı, 21/11/2008- 26/04/2010 tarihleri arasında, kesintili olarak 499 gün zorunlu SSK’lı hizmetlerinin bulunduğu, yine 27/04/1998-31/03/2000 tarihleri arasında isteğe bağlı 1479 sayılı Yasa kapsamında 1 yıl, 11 ay, 4 gün (694 gün) hizmetinin bulunduğu, 600 günlük askerlik borçlanmasının yapılmış olduğu, 29/04/2010 tarihli tahsis talebine karşılık Kurum’un 06/01/2010 tarihli yazısı ile davacıya 14/09/2010 tarihli dilekçesine istinaden Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan SSK’lı primlerin aktarılması işleminin sonuçlandırılması neticesi tarafına bilgi verileceğinin bildirildiği, yargılama esnasında Kurum’un “davacının 2926 Sayılı Kanun’a göre toplam 3199 gün 4/b sigortalılığının bulunduğu, toplam sigorta prim borcunun 31/03/2012 tarihi itibarıyle 4.379,18.- TL olduğu”nun Mahkeme’ye bildirildiği, bilirkişi raporunun dosyaya eklendiği ve duruşmalarda davacı tanıklarının dinlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Mülga 2926 sayılı Yasa’ nın 2. maddesinin 1. fıkrasına göre “Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.” Yasa’ nın 3. maddesinin (b) bendine göre tarımsal faaliyette bulunanlar tabiri; “kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanları” ifade etmektedir.
Öte yandan 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu olup bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz. Yasa’ nın 2. maddesine göre sigortalı sayılanların, sigortalı hak ve yükümlülüğünü ortadan kaldırmak amacıyla Kurum’a sundukları dilekçe ve belgelere hukuki değer verilemez.
Somut olayda, davacının 13/08/2003-30/09/2009 tarihleri arasında ziraat odası üyeliği kaydının olduğu görülmüştür. Davacının ziraat odası üyelik kaydı nedeniyle 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığı var iken , 01/06/2006-30/09/2008 tarihleri arasında geçen 840 gün 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılık süreleri, davacının zorunlu sigortalılığını ortadan kaldırmaz. Kaldı ki davacının tarımsal faaliyette bulunmadığı şeklindeki beyanına hukuki değer verilemeyeceği açık ise de dosya kapsamında davacının tarımsal faaliyetinin yeterli ve gerekli bir araştırma ile hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği 20/11/2005 tarihinden sonra 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre tarımsal faaliyetlerini kanıtlayan kaydı olup olmadığını araştırmak, kolluk araştırması yaptırmak, muhtar ve ihtiyar meclisi üyeleri ile belirlenecek kamu tanıklarını dinlemek, bu dönemde geçimini ne şekilde sağladığını araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.