Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1800 E. 2014/7531 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1800
KARAR NO : 2014/7531
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Manisa 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2012/375-2013/183

Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin zamanaşımına uğraması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Dava,zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı ödeme emrinin iptali, menfi tespit ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Manisa SGK İl Müdürlüğü tarafından yürütülen 1999/1221 icra takip sayılı icra dosyasında borçlu M.. G.. yönünden tahsil zamanaşımı gerçekleştikten sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden;kurumca davadışı E. Deri Mamul Sanayi Tic. Ltd Şti nin 1997/ 10, 11,12, 1998/ 1-12.aylar ve 1999/ 1,2,3. aylara ilişkin prim borçları nedeni ile davacı hakkında 1999/1221 sayılı icra takibi yapıldığı ,ödeme emrinin davacıya 08.02.2001 tarihinde tebliğ edildiği,davacının davadışı şirkette 30.6.1997-10.8.2004 tarihleri arasında yetkili yönetim kurulu üyeliği yaptığı , 22.03.2001 tarihinde şirket borcu sebebiyle haciz kararı alındığı ve 09.11.2001 tarihinde şirkete ait iş yerinde haciz işlemi yapıldığı, 28.12.2006 tarihinde şirket ortağı A. G.’ ün gayri menkulleri için haciz kararı verilip, bu kapsamda Kuyualan Mah. …. Ada, … parselde kayıtlı taşınmazına haciz konduğu ve aynı tarihte yine bu kapsamda A. G.’ e ait iki araç kaydına haciz konduğu, 27.04.2007 tarihinde borçlu şirket tarafından tecil ve taksitlendirme talep edildiği,peşinat olarak ödenen 2000 TL dışında ödeme yapılmaması nedeni ile taksitlendirmenin bozulduğu, borçlu şirketin ortağı A.G..’ e ait taşınmazın haczedilmesi sonrası 05.03.2008 tarihinde satışının gerçekleştirilip satış bedelinin icra dosyasına aktarıldığı, 13.10.2011 tarihinde davacıya ait Adakale Mah. ..ada, .parsel . nolu bağımsız bölümün üzerine gayrimenkul haczi konulduğu, ayrıca davacının A. K.’ a ait iş yerinde almakta olduğu maaş üzerine 26.11.2012 tarihinde haciz konulduğu anlaşılmaktadır. anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, haciz işlemine dayanak Kurum alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 80. maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gereği öngörülmüş; 3917 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik aynı Kanunun 8. maddesi hükmüne göre, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe girmiş; daha sonra, 24.06.2004 tarih, 5198 sayılı Kanunla aynı maddede yapılan değişiklik sonucunda, Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 102. maddesinin de uygulanma olanağı bulunmadığı düzenlemesi getirilmiş ve düzenleme 06.7.2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, zamanaşımı süresi bakımından 3917 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceki dönemle, 5198 sayılı Kanunun yürürlüğü sonrasına ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun alacak hakkı, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Giderek, zamanaşımının başlangıç tarihi ise, yine, Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ve durdurulmasına ilişkin Borçlar Kanunu’nun 132. ve ardından gelen maddeleri de burada aynen geçerlidir. 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren, 3917 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemenin geçerli olduğu döneme ilişkin prim ve gecikme zammı alacakları yönünden ise, 6183 sayılı Kanunun zamanaşımına ilişkin 102. ve ardından gelen maddeleri geçerlidir. Bu yönde 102. madde hükmüne göre zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşıdır.
6183 sayılı Yasanın 103.maddesi haciz tatbikini, zaman aşımını kesen işlemler arasında saymıştır.Haczin uygulandığı tarih itibariyle 5 yıllık zaman aşımı kesilir.Haciz zamanaşımını durduran değil ,kesen bir işlemdir.103 maddenin devamında kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zaman aşımı yeniden işlemeye başlar hükmünü içermekte olup dava konusu alacak için 5 yıllık zaman aşımı süresinin, davacının gayrimenkullerine ve maaşına konulan haciz tarihlerinden itibaren yeniden işlemeye başladığının kabulü gerekir.Aksi düşünce ile şirket mallarına ve diğer şirket yetkililerinin mallarına konulan hacizler davacı açısından zamanaşımını kesen bir işlem olarak hüküm ifade etmez.
Somut olayda ;davacı hacizlerin kaldırılması istemi ile birlikte menfi tespit istemini de ileri sürmüştür.Mahkemece tahsil zamanaşımı gerçekleştikten sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilip menfi tespit isteminin reddine karar verilmesi çelişki oluşturmaktadır.Zira zamanaşımına uğrayan Kurum alacağına istinaden konulan haczin de kaldırılması gerekir.Davacının borçlu olup olmadığı tespit edilmeksizin haczin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykıırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu durumda yapılacak iş, işin esasına girilerek dava konusu haczin dayanağı olan takipleri teker teker tespit etmek, bu takiplerin her birinden davacı adına usulüne uygun şekilde ödeme emri düzenlenip düzenlenmediğini, düzenlenmişse usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediğini araştırmak, davacının üst düzey yönetici veya yetkili olarak görev yaptığı dönem yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinide dikkate alarak karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 10.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.