Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17959 E. 2014/20926 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17959
KARAR NO : 2014/20926
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2011/1262-2013/868

Davacı-karşı davalı, davalı B.. E..’nin yanında 2008/7-12.ayları arasında asgari ücretle çalıştığının tespitine kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanmasına,
Davalı-karşı davacı, yersiz ödenen yaşlılık aylığının faiziyle iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın tespit davasının kabulüne, aylığın yeniden bağlanması talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına birleşen davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı-karşı davalı A. E. ve davalı-karşı davacı Sosyal Güvenlik Kurumu vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı Kurum tarafından 1.8.2008 ile 31.12.2008 tarihleri arasında Ö. Un Değirmeninde 150 günlük çalışmasının iptal edildiğini, zaten böyle bir işyerinde hiç çalışmadığının, davalı B.. E..’nin yanında 2008/7. ayı ile 2008/12. ayları arasında çalıştığının, bu sürenin tespiti ile iptal edilen çalışmalar nedeniyle kesilen yaşlılık aylığının tekrar bağlanması istemine ilişkindir. Birleşen dosyada ise davacı Kurum tarafından davalı aleyhine yaşlılık aylığının yersiz ödenmesi nedeniyle 15.475.68 TL’nin tahsili istenmiş olup, her iki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirme kararı verilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı işveren B.. E..’ye ait 1061847.045 s.s. numaralı işyerinde 2008/7-12. ayları arasında 180 gün asgari ücret ile çalıştığına, yaşlılık aylığı talebinin ise hizmet tespiti süresinin kesinleşmesi durumunda Kurumca değerlendirileceği; birleşen dosyada ise davacı Kurum tarafından davalı A.. E..’ye yersiz ödenen 15.475,68 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun’un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa’nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa’nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı işyerinden 2006/8. ayından itibaren 1.1.2009 tarihine kadar aralıksız bildirim olduğu, sadece 2008/8. ayı ile 2008/12. ayları arası dava dışı Ö. Un Değirmeni tarafından hizmet bildiriminde bulunulduğu, ancak Kurum tarafından düzenlenen 30.11.2010 tarihli raporda 1038635 s.s. numaralı Ö.Un Değirmeninin 2007/nisan ayında faaliyetinin durduğu, bu nedenle bu işyerinden 2007/Nisan ayından sonra yapılan bildirimlerin iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiği, rapor neticesinde Kurum’un 25.10.2011 tarihli işlemi ile davacının .. s.s. numaralı Ö. Un Değirmeninden bildirilen 1.8.2008 ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki çalışmaları iptal ettiği ve bunun sonucunda yaşlılık aylığını keserek, 1.2.2010-17.11.2011 tarihleri arasında ödenen 15.475,68 TL yersiz ödemenin tahsilini istediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece öncelikle davalı işyeri B.. E.. adlı işyerinde çalışan bordro tanıkları dinlenilmiş ise de hizmet cetvelleri incelendiğinde, bordro tanıklarının talep edilen 2008/7-12. aylarında çalışmadığı, en azından tanıklar adına hizmet bildiriminin bulunmadığı bu nedenle tam olarak talep edilen süreyi karşılayan bordro tanıkları dinlenilmeden, ayrıca komşu işyeri tanığı bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bulunuyorsa bu tanıkların da beyanları alınmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle davalı işyerinin talep edilen döneme ilişkin bordroları getirtilerek bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak ve talep edilen dönemde çalışması bulunan komşu işyeri çalışanları zabıta marifetiyle veya Kurum’dan sorulup belirlenerek komşu işyeri tanıklarının da beyanları alınarak, ayrıca hizmet tespitinin kabul edilmesi halinde mahkeme kararında çelişkinin oluşmaması için yaşlılık aylığı talebinin de kabul edilerek ve yersiz ödeme talebinide bu kapsamda değerlendirerek , tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden A.. E..’ye iadesine
23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.