Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17954 E. 2014/20931 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17954
KARAR NO : 2014/20931
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2012/251-2013/290

Davacı, murisi ölüm aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının muris baba üzerinden ölüm aylığı bağlanması tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 05.08.1995 tarihinde vefat eden eşi üzerinden 1.9.1995 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı bağlanan davacının; 05.12.1989 tarihinde vefat eden babası üzerinden 16.03.2012 tarihli dilekçe ile ölüm aylığı bağlanması isteminin davalı Kurumca reddedildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 68/I-C-a maddesi aylık bağlanma koşulları yönünden, “evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı öngörürken; aynı maddenin (VI) numaralı bendi, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” halini kabul etmekteyken; 4958 sayılı Yasanın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35. maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. 68. maddenin son cümlesi “evliliğinin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” hükmünü içermektedir. Benzer düzenleme 5510 sayılı Kanunun 54. maddesinde de vardır.
Yapılacak iş, davacının talebi yönünden 506 sayılı yasanın 68. maddesi kapsamında inceleme yapmak ve davacının eşi ve babasının aynı Kuruma tabi olması halinde eşinin maaş miktarının yüksek olması nedeniyle Kurum tarafından eşinden dolayı ölüm aylığı bağlanmasının yerinde olması nedeniyle davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/10/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Davacı 05/08/1995’de vefat eden eşinden dolayı 506 sayılı Yasa kapsamında bağlanmış bulunan ölüm (dul) aylığının yanısıra 05/12/1989’da vefat eden babasından dolayı 506 sayılı Yasa gereğince ölüm aylığının bağlanması talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık, her ikiside 506 sayılı Yasa kapsamında bulunan aylıkların aynı anda hak edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Yerel Mahkemece 506 sayılı yasayı 4958 sayılı Yasanın 35. maddesi ile değişik 68. maddesinde mevcut şartları aniden ağırlaştırıcı biçimde değişikliğe uğratması üzerine yasada yeni bir düzenleme yapılarak yine aynı yasaya 09/07/2005 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5386 sayılı Yasa ile gecici 91. madde eklenmiştir. Eski mevcut şartlara göre ölüm aylığı bağlanmış kız çocuklarının aleyhinde aniden gelişen olumsuz şartları giderme amaçlı bu Yasa hükmü gözönünde bulundurularak davacının istemi kabul edilmiş ve talep tarihi itibariyle babasından dolayı ölüm aylığı bağlanabileceğine dair kabul hükmü kurulmuştur.
Kanatimce uyuşmazlığın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 68. maddesi değil, bu maddeyi süreli olarak kısıtlayan 09/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5386 sayılı Yasa ile eklenen hükümlerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
506 sayılı yasaya ve 5386 sayılı Yasa ile eklenen gecici 91 madde yapısal olarak SÜRELİ ve etki alanı KISITLI olan bir yasa olup 68. maddeye göre daha özel hükümler içermektedir. Daha net anlatımla bekar ve çalımayan kız çocuklarına (ölüm nedeniyle dul kalanlar dahil ) hak sahibi olarak birden fazla bağlanmış aylıkların ödenmesine engel yok iken 4958 sayılı Yasa ile “çalışmama ve bu çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almama” ifadeli ağırlaştırıcı şartların getirilmesinden itibaren aniden birçok bekar kız çocuğunun aylığı kesilmiş bulunduğundan veya bağlananlar geri istendiğinden toplumda oluşan olumsuzluklar üzerine yukarıda sözü edilen geçici 91. madde hükmü bu olumsuzlukları gidermek amacıyla yasaya ilave edilmiştir. Bunun anlamı kanun koyucu çok net olarak bu çalışmaların ve çalışmalardan dolayı gelir ve aylık almanın kız çocuğunun “kendi çalışmasından dolayı” bağlanacak gelir ve aylık olduğu hususunu vurgulamış ise de her gecici Yasada olduğu gibi kısmi bir kapsama alanı ortaya koyarak en azından 4958 sayılı Yasanın ani etkisini engellemeyi gözetmektedir. Burada özellik arz eden konu babadan bağlanacak ölüm aylıklarının hak edilmesi için 06/08/2003’ten önce ölümün gerçekleşmiş olması gerekmektedir ayrıca gecici 91. maddenin 1. Ve 2. Fıkralarınde kimlerin aylığa hak kazanabilecekleri ifade edilmişken 6. Fıkrasında ” Bu maddenin 1. ve 2. Fıkrası gereğince aylık veya gelirleri ödenmeye devam olunacak kız çocuklarının aylık ve gelirlerinin ödenmesine devam olunması için sahip olunması gereken şartları, ilk kez veya yeniden 06/08/2003 tarihinden sonra haiz olan kız çocukları da aynı esas ve usullerle aylık veya gelir hakkından yararlandırılır.
Bu maddenin 6. Fıkra hükmü 31/12/2005 tarihine kadar uygulanır.” Denilerek bu tarihin esasen 31/12/2005 tarihine kadar uzadığını kabul etmek mümkündür. Diğer yandan ölüm aylıklarında hangi yasaların uygulanacağını belirleyen unsur, murisin ölüm tarihindeki yasa hükümleridir.(Hakkı doğuran olay tarihindeki yasa)
Somut olaya gelince davacının babası SSK sigortalısı 12/01/1990’da vefat etmiş olsa da gecici 91. madde gereğince ölüm aylığını hak etme tarihi diger şartlar da mevcut olmak kaydıyla (dul veya bekar olmak ve çalışmamak, bu çalışmalardan dolayı gelir ve aylık almamak) 06/08/2003 tarihine hatta son fıkra gereğince 31/12/2005 tarihine kadar uzayabildiğinden davacının babasından dolayı ölüm aylığını bu tarihten sonra eşinin ölümü üzerine şartlar oluştuğu için geç talep edilmesinde de sakınca yoktur.
Doğal olarak 31/12/2005 tarihinden sonraki vefat olaylarında (süre 09/05/2007 tarihli 5655 sayılı Yasa ile 31/12/2007’ye kadar uzatılmıştır.) 506 sayılı Yasanın 68. maddesinin VI. fıkra hükümlerinin uygulanacağı açıktır.Daha sonrasında ise 5510 sayılı Yasa’nın 54. Madde hükümleri yürürlüğe ğirinceye kadar aylık bağlama için anılan maddenin şartları aranacaktır. 01/10/2008’den sonrasında ise 5510 sayılı Yasa hükümleri devreye girecektir. Bu nedenle 5386 sayıılı Yasa ile getirilen unsurların çok özel ve sınırlıdır.
386 sayılı yasa ile getirilen geçici 91. madde hükümleri 506. sayılı yasanın 68. maddesine ilga etmemekte ancak uygulamasında zaman sınırlaması getirmektedir. Üstelik dul ve yetim aylıklarının mutlaka farklı Sosyal Güvenlik Kurumlarından bağlanması gerektiğine dair açık bir hüküm yasalarda mevcut değildir. Somut olaya göre Sosyal Güvenlik Kurumunun aylık bağlama şartları her defasında yeniden değerlendirmesi gerekmektedir. Dul aylığını bağlayan kurum ile yetim aylığını bağlayacak farklı Kurumlar olacak diye bir ibare geçici 91. maddede yer almamaktadır. Ancak 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinde sigortalının şahsına dair bağlanacak aylık ve gelirlerin birleştirilmesi hallerinde hükümde tadaat ettiği şekilde uygulamanın yapılması zorunlu bulunmaktadır.
Bu nedenle Yerel Mahkeme kararı bütün unsurlarıyla isabetli olup temyiz incelemesi sırasında yüksek daire çoğunluğunca 506 sayılı Yasaya eklenen geciçi 91.Maddenin somut olayla bağlantısı eksik değerlendirmeye alındığından hükmün onanması yerine bozulması yolundaki çoğunluk görüşüne katılamamaktayım.