Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17910 E. 2014/26946 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17910
KARAR NO : 2014/26946
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Kırıkkale 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2011/182-2013/398

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/06/2002-31/01/2009 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, davalıya ait muhasebe işyerinde 15.6.2002-31.1.2009 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dosya içeriğinden; davalı tarafından davacı adına düzenlenen işe giriş bildirgesinin ve Kuruma bildirilen çalışmalarının bulunmadığı, davacı adına davalının muhasebe kayıtlarını tuttuğu dört farklı işyerinden 2004 yılı sonrasında kısmi bildirim yapıldığı, davacının sigortalı gösterildiği işyerleri sahiplerinin tanık olarak beyanlarına başvurulduğu, bu tanıkların beyanlarından davacının davalı yanında çalıştığının belirtilmesine rağmen, davalı tarafından ilgili vergi dairesine bildirilen mükelleflernin beyanlarından ise, davacının 2001-2002 yılarında davalı yanında stajer olarak çalıştığının sonrasında ise çalışmasının olmadığının belirtilmesi karşısında tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediği, işverene ait serbest meslek makbuzu ve faturalardaki imza ve yazıların bilirkişi marifeti ile davacıya ait olduğunun tespit edildiği ancak davacının çalışmasının niteliğine ve süresine ilişkin olarak mahkemece yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davalının vergi dairesine bildirdiği mükelleflerin davacının çalışmadığını bildirmesine göre ve çalışmanın da uzun süreli olması karşısında, işyerine ait bordrolar getirtilerek bordrolarda kayden çalışması geçen tanıkların beyanları alınmalı, bordrolarda kayıtlı kişilerin bulunmaması veya bu kişilere ulaşılamaması halinde ise de, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalıştırdıkları kişiler yöntemince belirlenerek dinlenilmeli, tanık anlatımları arasındaki belirsizlik ve çelişkiler giderilmeli, davacının davalı adına mı yoksa kendi adına mı iş yapıp yapmadığı hususları da işyeri kayıtları ve gerekirse mükelleflerin işyeri kayıtları getirtilerek toplanan kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yukarıda belirtilen niteliklere sahip olmayan tanıkların aydınlatıcı olmayan anlatımlarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan H.. E..’ye iadesine
11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.