Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17905 E. 2014/20772 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17905
KARAR NO : 2014/20772
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2013
NUMARASI : 2012/329-2013/261

Davacı, emekli aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacıya hizmet birleştirmesi neticesinde 19.4.2010 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında bağlanan yaşlılık aylığını, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık hizmetinin değişmesi nedeni ile 2829 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine göre son 7 yıllık süre içinde en fazla hizmetin Bağ-Kur’da olduğu gerekçesi ile SSK kapsamında bağlanan aylığı kesen kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydına istinaden 22.3.2005 tarihinde başlayan Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının 20.3.2008 tarihinde sona erdiği, davacının 26.5.1999-31.12.1999, 22.3.2005-31.7.2006, 1.7.2011-devam şeklinde vergi kaydının, 25.3.2004 tarihinden itibaren limited şirket ortaklığının bulunduğu, 1.7.1982-2009/9 tarihleri arasında toplam 4338 gün SSK’lı çalışmalarının bulunduğu ve talebine istinaden 1.2.2010 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının şirket ortaklığının 25.3.2004 tarihinde başladığının tespiti üzerine, davacının 25.3.2004-20.3.2008 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiği ve son 7 yıl içinde en fazla fiili hizmetinin 1479 sayılı yasa kapsamında geçtiğinden 506 sayılı Yasa uyarınca bağlanan aylığın kesildiği ve yersiz ödemelerin davacıdan talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 9. maddesidir.
1479 sayılı Yasanın 24. maddesi bu kanuna göre sigortalı sayılanları düzenlemiş olup, 24/I-d maddesi, limited şirket ortaklarının bu kanuna göre sigortalı sayılacağı hükmüne haizdir.
5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi ise sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası “….limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerinin ortaklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona erer ” hükmüne haizdir.
Hal böyle olunca, 5510 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca davacının 25.3.2004 tarihinden itibaren limited şirket ortağı olduğu anlaşılmakla, 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi uyarınca da limited şirket ortaklarının kanun gereği zorunlu sigortalı sayılacağı hususu dikkate alındığında, davacının 25.3.2004 tarihinden itibaren esnaf bağ-kur sigortalısı sayılacağı ve bu durumda 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca son yedi yıllık süre içerisinde en çok primi ödenen gün sayısının 1479 sayılı Yasa uyarınca geçtiği dikkate alındığında, Kurum işlemi yerinde olup, davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23/10/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.