Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17758 E. 2014/21300 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17758
KARAR NO : 2014/21300
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2007/467-2013/915

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, 31.12.2013 tarihli hükümde 04.11.2004 olan kaza tarihinin maddi hata ile 30.10.2003 olarak yazılmasının Mahkemece her zaman mahallinde giderilebilecek bir husus olmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, 04.11.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davacının maluliyetinin bulunmaması nedeniyle manevi tazminat isteminin reddine, çalışılamayan günler karşılığı olarak 7.700,00TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 30.10.2003 tarihinden yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu, ayrıca sürekli iş gücü kaybı oluşmasa dahi 04.11.2004 tarihli zararlandırıcı olayda yaralanıp bu yaralanması nedeniyle elem ve açı çektiği ve hususlarının Mahkemece göz ardı edilerek neticeye varıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa’nın 16. maddesinde iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 18. maddesinde ise yatarak tedavi halinde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavi ettirildiğine günlük kazancın 2/3 oranında ödenek ödeneceği bildirilmiştir. Geçici iş göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde iş kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararında maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır. Sigortalının zararlandırıcı olay nedeni ile tedavisinin devam ettiği ve çalışamadığı sürelerdeki maddi zararı bu dönemde %100 iş gücü kaybına uğradığı kabulüne göre yapılmalıdır. Bilirkişi aracılığıyla maddi zararı tespit edilip SGK.’ca sigortalıya ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneği var ise bunun rücuya tabi kısmının hesaplanan maddi zarardan düşülmesi ile elde edilecek sonuç kazalının geçici iş göremezlik dönemi de denilen istirahatli dönemdeki karşılanmamış zararını ortaya koyacaktır.
Ayrıca zararlandırıcı olaya maruz kalan sigortalının maddi zararının hesaplanmasında, gerçek ücretinin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Bunun yanında iş kazası neticesinde sigortalıda oluşan sürekli iş gücü kayıp oranı hüküm altına alınacak tazminat miktarının tespiti bakımından önemli olmakla birlikte iş kazası neticesinde yaralanan sigortalının maluliyetinin oluşmaması onun manevi zararının doğmadığı, yaralanma nedeniyle elem ve açı çekmediği anlamında yorumlanamaz. İş kazasına maruz kalan işçinin, bu kaza neticesinde sürekli iş gücü kaybı doğmasa dahi yaralanması nedeniyle elem ve açı çekeceği ve manevi zararının oluşacağı açıktır.
Hal böyle olunca somut olayda maddi tazminat davası bakımından; Mahkemece sürekli iş göremezlik oranı % “0” olan davacının istirahatli(raporlu) kaldığı dönem kadar yoksun kaldığı ücret kaybının olacağı değerlendirilerek neticeye varılması doğru olmakla birlikte, davacı kazalının istirahatli gün sayısının kesin olarak ortaya konulmaması ve davacının ücreti noktasında ayrıntılı araştırma yapılmadan asgari ücretin yaklaşık 4,71 katı ücretten hesaplama yapılması doğru olmadığı gibi manevi tazminat davası bakımından; sürekli iş gücü kaybı oluşmasa bile davacının 04.11.2004 tarihli işkazası sonrasında yaralanması nedeniyle elem ve acı çektiği açık olup bunun karşılığı olarak uygun miktarda bir manevi tazminata karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde özellikle manevi zarar kavramı yanlış yorumlanarak ve maddi zararın hesaplanması noktasında eksik araştırma yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, maddi tazminat davası bakımından; davacının yaptığı işe göre ilgili meslek odalarından yaşı, mesleki kıdemi, eğitim durumu da belirtilmek suretiyle emsallerinin ücretini araştırmak, gerçek ücretinin tespiti için gelen bu cevaba diğer tüm deliller ile bir arada değerlendirilerek davacının hesaplamaya esas alınabilecek gerçek ücretini tespit etmek, ayrıca davacının 04.11.2004 tarihli iş kazası nedeniyle istirahatli kaldığı gün sayısını net olarak belirleyerek istirahatli günleri kadar gerçek ücreti dikkate alınarak maddi zararını yeniden hesaplamak ve sonucuna göre karar vermekten, manevi tazminat davası bakımından ise; yine dosyadaki tüm delilleri bir arada değerlendirerek kaza tarihi, tarafların sosyal ekonomik halleri, kusur durumları ile kazalının yaralanmasının niteliğini göz önünde tutarak davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmetmekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 27.10.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.