Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/1766 E. 2014/8418 K. 21.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1766
KARAR NO : 2014/8418
KARAR TARİHİ : 21.04.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2010/704-2013/700

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Dava, 09.01.2001 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 70.615,63TL maddi, 12.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, 09.01.2001 tarihindeki zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, kaza nedeniyle sigortalının %12.10 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, kazanın oluşumunda tüm kusurun davalı işverende bulunduğu, maddi tazminat davasının 28.09.2010 tarihinde 1.000,00TL bedelli olarak açıldığı, davacının 06.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarını 69,615,63TL daha artırdığı, davalı yana 09.12..2013 tarihinde tebliğ olunan ıslah dilekçesi sonrasında davalı şirket vekilinin 18.12.2013 tarihinde ve süresinde zamanaşımı def’in de bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesi gereğince gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir.
Somut olayda, davacı’nın 09.01.2001 tarihindeki iş kazasına ilişkin maddi tazminat isteminin 1.000,00TL si dışındaki kısmının 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 06.12.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edildiği ve davalı yanca ıslahen artırılan maddi tazminat kısmına ilişkin süresinde zamanaşımı def’i’nde bulunulduğu anlaşılmakla Mahkeme’nin ıslahen artırılan 69,615,63TL miktarlı maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 21/04/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.