Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17636 E. 2014/20753 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17636
KARAR NO : 2014/20753
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/07/2013
NUMARASI : 2012/116-2013/463

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/01/2010-23/01/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 15.01.2010 – 23.01.2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı hamam/sauna işyerinde temizlik işlerini yaptığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalı işyerinin 22.06.2011 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, her ne kadar davacının talep ettiği dönem dışında kalmakta ise de bordrolarda isimleri yer alan kişilerin de dinlenilmediği, zabıta tarafından komşu işyeri tanığı tespit edilemediği bildirilmiş ise de davacı tanıklarından H.. Y.. tarafından davalı işyerine yakın lokantasının olduğunun beyan edildiği, davacı tanıklarının davacının çalışmalarını doğruladıkları, davacı vekili tarafından işyeri kamera kayıtlarının araştırılması talep edilmişse de araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık
koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; belirtilen şekilde araştırma yapılmadan ve özellikle zabıta tarafından komşu işyeri tanığı bulunmadığının belirtilmesine rağmen davacı tanıklarından H.. Y..’ın, davalı işyerine yakın lokantası olduğunu beyan etmesi karşısında bu çelişki giderilmeden, davalı işyerinde temizlik işlerinin nasıl yapıldığı tespit edilmeden sonuca
Mahkemece yapılacak iş; tanık H.. Y..’ın gerçekten davalı işyerine komşu işyeri bulunup bulunmadığını zabıta marifetiyle ve belediyeden ruhsat, vergi dairesinden tanığın vergi kaydı vs sorularak araştırmak, ayrıca zabıta marifeti ile veya davalı Kurum’dan sorularak yeniden komşu işyeri tanığı tespit edilmesini istemek, davalı işyerine spor/hamam/sauna vs için üyelik kaydı yapılıp yapılmadığını araştırarak yapılıyor ise davacının talep ettiği dönemde kayıtlı üyeleri tespit ederek bu kişiler arasından re’sen seçilecek kişileri dinlemek, dosyada mevcut dönem bordrolarında isimleri bulunan çalışanları dinleyerek işyerinde temizlik işlerinin nasıl yapıldığını ve davacının çalışmaları hususunda bilgi sahibi olup olmadıklarını sormak, davacı vekilinin araştırılmasını beyan ettiği kayıtları getirterek incelemek ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.