Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17574 E. 2014/28182 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17574
KARAR NO : 2014/28182
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2011/788-2013/41

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/04/2000-06/04/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalıya ait işyerinde 15.04.2000 – 06.04.2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalıya ait tarım arazilerinde ve çiftlik işyerinde çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işverence düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, davalıya ait işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının talep ettiği dönemde davalı yanında hizmet aktine dayalı olarak çalışmalarının bulunduğu sabitse de davacının günlük mesaisinin ne kadarını davalıya ait işyeri için harcadığı tespit edilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; zabıta marifeti ile davalının üzerine kayıtlı olmasa da icar veya diğer yollarla fiilen kullanmakta olduğu arazileri tespit ettirmek, yine zabıtadan davalının evine ve arazilerine komşu olan köylülerin tespitini istemek, daha sonra talep edilen tarihler arasında köy muhtarı ve aza olan kişiler ile komşu işyeri tanıklarının da marifeti ile mahallinde keşif yaparak; davalının üzerine kayıtlı olan ve fiilen kullnadığı arazi ve bu arazileri kullanma durumu, hayvanları bulunup bulunmadığı, davalının evinde ve arazilerinde davacıdan başka çalışan bulunup bulunmadığı, kısacası davacının; davalının tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile diğer işlerine çalışmalarının ne kadarını ayırdığı, davacının günlük mesaisinin tamamını mı yoksa bir kısmını mı davalıya ait işyerinde geçirdiği tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulduktan sonra varılcak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan A.. T..’na iadesine, 23/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.