Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17562 E. 2014/20750 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17562
KARAR NO : 2014/20750
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Tekirdağ İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2013
NUMARASI : 2011/224-2013/289

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava; davacının davalı işyerinde 09.04.2003 – 01.03.2007 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; tüm bordro tanıklarının davacının çalışmalarının kesintili olduğunu beyan ettikleri ve davacının bir süre Kıbrıs’ta yaşadığının zabıta marifeti ile tespit edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince düzenlenen 16.03.2005 ve 01.03.2007 tarihli işe giriş bildirgeleri bulunduğu, davacının 09.04.2003 – 05.01.2004, 16.03.2005 – 02.01.2006 ve 01.03.2007 – 23.03.2011 tarihleri arasında davalı Kurum’a bildirilen çalışmalarının bulunduğu, bu tarihler arasındaki çalışmaların aralıksız olduğu, bordro tanıklarından ikisinin davacının çalışmalarının kesintili olup olmadığını bilmediklerini, birinin ise davacının sürekli çalıştığını beyan ettikleri, yine davacı tanıklarının davacının çalışmalarının sürekli olduğunu beyan ettikleri, davalı işyerinde çalışmaları bulunan davalı tanıklarının benzer beyanlarda bulunarak; davacının 2004 ve 2006 yıllarında ara verdiğini, ilk ara verdiğinde Kıbrıs’a gittiğini, ikincisinde ise İstanbul’da hastanede yattığını beyan ettikleri, davacının 20.05.2006 – 11.07.2006 tarihleri arasında Kıbrıs’ta bulunduğu, davacı vekili tarafından davacının Kıbrıs’a yıllık izin için gittiğinin beyan edildiği, nüfus kayıtlarına göre davacının bekar olduğu ve anne-babasının vefat ettiği, tanık V.. I..’ın davacının işyerinde yatıp kalktığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece tanık beyanları esas alınarak davacının çalışmalarının kesintili olduğu kabul edilmiş ve davanın reddi cihetine gidilmişse de; iki bordro tanığı, davacının çalışmalarının kesintili olup olmadığını bilmediklerini, bir diğeri ise davacının çalışmasının sürekli olduğunu beyan etmişlerdir. Davacının çalışmalarının kesintili olduğunu beyan eden tanıklar ise halihazırda davalı işyerinde çalışmakta olan davalı tanıklarıdır. Bu durumda tanık beyanları arasında çelişki bulunmaktadır ve bu çelişki giderilmemiştir. Ayrıca davacının 20.05.2006 – 11.07.2006 tarihleri arasında Kıbrıs’ta bulunduğu süre yaklaşık iki ay olmasına rağmen, bu tarihlere denk gelen ve davacının bildirilen çalışmaları arasında kesinti bulunan 02.01.2006 – 01.03.2007 tarihleri arasında kalan dönem bir yıldan fazladır ve tanık V.. I.. davacının davalı işyerinde yatıp kalktığını beyan etmiştir. Bu durumda; davacının davalı işyerinde kalıp kalmadığı, işyerinde kalıyor ise davalı işyerinden bildirilen çalışmalarının kesintiye uğradığı dönemlerde ve Kıbrıs’tan döndükten sonra nerede kaldığı ve hayatını ne şekilde idame ettirdiği araştırılmamıştır. Yine, tanıklar davacının bir dönem hastanede kaldığını beyan etmişler ve mahkemece bu hususun da araştırılmaması isabetsiz olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş; zabıta marifeti ile veya davalı Kurum’dan sorularak, davacının talep ettiği dönemde davalı işyerine komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş komşu işyeri tanıklarını tespit ederek dinlemek, davacının nerede yaşadığını, özellikle davalı işyerinden bildirilen hizmetlerinin kesintiye uğradığı tarihlerde geçimini ne şekilde sağladığını zabıta marifeti ile tespit ettirmek, davacının hastane kayıtlarını getirterek varsa hastanede yatmış olduğu süreyi belirlemek ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.