Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17490 E. 2014/20745 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17490
KARAR NO : 2014/20745
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2007/394-2013/267

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30/04/1996-10/05/2006 tarihleri arasında geçen ve eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının davalı işyerinde 30.04.1996 tarihinden dava tarihi olan 10.05.2006 tarihine kadar geçen ve davalı Kurum’a eksik bildirilen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirkete ait iş yerinde asgari ücretle 01.01.1997 – 31.12.1997 ve 01.06.2004 – 31.10.2004 tarihleri arasında sürekli ve aralıksız olarak çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işyerince düzenlenen 01.01.1998 tarihli işe giriş bildirgesi bulunduğu, davacının 01.01.1998 – 20.11.2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının davalı Ö.Teks. San. Tic. Ltd.Şti. tarafından, 29.07.2005 – 2006/5. ay arasında geçen çalışmalarının ise Ö. Giyim A.Ş. tarafından davalı Kurum’a bildirildiği, her iki şirketin adreslerinin aynı olduğu, davacının 01.01.1998 – 20.11.2003 tarihleri arasında çalıştığı ve kendi isteği ile işten ayrıldığına dair imzalı dilekçe bulunduğu, ancak davacı vekili tarafından dilekçedeki yazı ve imzanın davacıya ait olmadığı beyan edilerek bilirkişi incelemesi talep edildiği, mahkeme bu hsusula ilgili işlem yapılmadığı, davacı vekili tarafından 2004/6-10. aylar arası davalı şirkete ait olduğu beyan edilen cari hareket fişlerinin sunulduğu, ancak bu belgelerde şirkete ait olduğuna dair bir bilgi bulunmadığı, davalı vekili tarafından bu belgelere yargılama sırasında itiraz edilmediği, ancak temyiz dilekçesi ile bu belgelerin davalı şirkete ait olmadığının bildirildiği, bir kısım bordro tanıklarının davacının bir ara hamile olduğu için ara verdiğini beyan ettikleri, ancak davacının nüfus kaydından 09.03.2006 tarihinde yani hizmet bildiriminin bulunduğu dönem içerisinde doğum yaptığının anlaşıldığı, diğer bordro tanıklarının çalışma ile ilgili yeterli bilgi vermedikleri, bazılarının ise halen çalıştıkları için tanıklıktan çekildikleri, tespit edilen komşu işyeri tanıklarının talep edilen dönemden sonra işyerlerinde çalıştıkları, bir kısım davacı tanıklarının davacının 1996-2004 yılları arasında aralıksız çalıştığını doğrulayacak şekilde beyanda bulundukları, ayrıca bu tanıkların işverenin kendilerine işe başlarken işten ayrılma tarihinin boş olduğu bir kağıt imzalattığını beyan ettikleri, davalı tanıklarının ise davacının çalışmalarının aralıklı olduğunu beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden, davacı vekili tarafından sunulan cari hareket fişlerinin davalı şirkete ait olup olmadığı araştırılmadan, bu itibarla davacının çalışmaları hiç bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının hizmet cetvelinde kesinti bulanan tarihler arasında davalı işyerinde çalıştığı bordrolardan tespit edilen bordro tanıkları arasından re’sen tespit edilecek kişileri dinlemek, bordro tanıklarının beyanları yeterli görülmez ya da bordro tanığı tespit edilemez ise zabıtadan davacının talep ettiği dönemde bu işyerine komşu işyeri sahipleri ile çalışanlarının tespit edilmesini istemek ve bu kişilerin de beyanlarına başvurmak, davacının davalı şirket ortaklarından birinin akrabası olduğu anlaşıldığından, her iki tarafa da akraba kişilerden tanık bildirmeleri için süre vererek bu kişileri dinlemek, davacı vekilinin delil olarak sunduğu ve davalı şirkete ait olduğu beyan edilen 2004/6-10. aylar arası cari hareket fişlerinin davalı şirkete ait olup olmadığını araştırmak ve böylece toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı Ö.. Ş..’ye iadesine
21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.