Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17489 E. 2014/20744 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17489
KARAR NO : 2014/20744
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2010/1511-2013/443

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava; davacının, davalı işyerinde 01/07/2005 – 30/11/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 07/02/2007- 30/06/2007 arası 143 gün günlük 18.75 TL üzerinden, 01/07/2007 – 31/12/2007 180 gün, günlük 19,50 TL ücretle, 01/01/2008 – 30/06/2008 180 gün, günlük 20,28 TL ücretle, 01/07/2008 – 30/11/2008 150 gün, günlük 21,27 TL ücretle davalı E. Elekt. Gıda Nak. Tic. Ltd. Şti.’nde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işyerinde elektrik-telefon tamir işlerine baktığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunmadığı, davacının 26.12.2006 – 31.12.2006 tarihleri arasında dava dışı H. E. işyerinden bildirilen çalışmalarının bulunduğu, dönem bordrolarının dosya arasında bulunmadığı, bordro tanıklarının ve komşu işyeri tanıklarının dinlenilmediği, davacı tanıkları davacının çalışmalarını doğrularken davalı tanığı ve ayrıca davacının çalışmalarının bildirildiği işyerinin adına kayıtlı olduğu anlaşılan H. E.’ın; daha önce E.H. E. şirketinde çalıştığını, bir ay önce E. Elektriğe geçtiğini, davacının E. Şirketi çalışanı olduğunu, şirketlerin faaliyet alanlarının doğru olduğunu, ancak ortakları aynı olmadığını, davacının yeğenleri olduğunu, üniversite okurken staj döneminde ve yaz döneminde çalıştığını, kendisinin davalı şirketin ortaklarından olduğunu beyan ettiği, diğer davalı tanıklarının da davacının üniversite öğrencisi olduğunu ve sadece yaz dönemlerinde ve boş zamanlarında yardım amaçlı çalıştığını, harçlık verildiğini, ücret verilmediğini beyan ettikleri, davacının 09/0/2004 – 06/02/2007 tarihleri arasında SDÜ Uluborlu MYO’nda öğrenci olduğu, söz konusu okul tarafından; davacının 2004-2005 ve 2005-2006 eğitim öğretim döneminde derslerine devam etmesine rağmen 2006-2007 döneminde derslere girmediğinin, sadece sınavlara girdiğinin bildirildiği, davacının aynı süreler için işçilik alacaklarına ilişkin dava açtığı, mahkemece davanın kısmen kabul edildiği, ancak 22. Hukuk dairesi tarafından “ Davacının, Süleyman Demirel Üniversitesinin cevabi yazısından 09.09.2004-06.02.2007 tarihleri arasında üniversite öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda bu husus hiç irdelenmemiştir. Bu sebeple davacının öğrencilik belgesi getirtilmeli, hangi saatler arasında derse girdiği ilgili üniversiteden sorulmalı, ders saatleri ile çalışma saatlerinin çakışıp çakışmadığı tespit edilmeli ve bundan sonra deliller yeniden değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olmuştur. ” gerekçesi ile kararın bozulduğu, bozma kararından sonra
üniversiteye yazı yazıldığı ve gelen yazı cevabında; davacının 2007/Kasım ayında 2 gün vize ve 2007/Ocak ayında 2 gün finale girdiğinin belirtildiği, buna göre bilirkişi tarafından davacının yolda geçen süreleri de değerlendirilerek; 01.07.2005 – 17.09.2005, 09.02.2006 – 18.02.2006, 25.06.2006 – 20.11.2006, 26.11.2006 – 15.01.2007 ve 28.01.2007 _30.11.2008 tarihleri arasındaki işcilik alacakları hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece davacının çalışmalarının tamamının davalı işyerinde geçtiğine karar verilmişse de H..E. isimli işyerinden davacının kısmi çalışmalarına ilişkin bildirim bulunmaktadır. Ayrıca, davalı tanığı olarak dinlenilen H.E.isimli kişi de davacının çalışmalarının Ertel şirketinde geçtiğini beyan etmekte, davalı şirket ise davacının çalışmalarının E.-H. E. isimli işyerinde geçtiğini iddia etmektedir. Bu nedenle davacının çalışmaların geçtiği gerçek işyeri, hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; ilgili ticaret sicili memurluğundan Ha.E.şirketini, E.H.E. isimli şirketi ve E. Elek. Tic. Ltd. Şti.’nin yasal olarak var olup olmadıklarını, ortaklarını, devir veya isim değişikliği yapıp yapmadıklarını sormak, söz konusu isimlerde şirketler var ise bu şirketlerin ve davalı şirketin davacının hizmet talep ettiği dönemdeki dönem bordrolarını davalı Kurum’dan isteyerek, bu şirketlerin her birinden talep edilen dönemdeki bordro tanıklarını re’sen seçerek dinlemek, davacıya çalışmalarının hangi işveren yanında geçtiğini açıklattırmak ve bu itibarla öncelikle; davacının çalışmalarının gerçekte hangi işveren yanında geçtiğini ve çalışmaların kapsamını hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak derecede tespit etmek, temsilcide hata varsa gerçek işverene husumetin yöneltilmesini sağlamak, daha sonra ise davacının öğrencisi olduğu okuldan; davacının talep ettiği dönemde derslere ve sınavlara hangi tarihlerde girdiğinin ayrıntılı olarak tarihleri ile birlikte bildirilmesini isteyerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekili ile davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan E.. Ş..’ne iadesine
21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan