Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17438 E. 2014/21420 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17438
KARAR NO : 2014/21420
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Elazığ İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2014
NUMARASI : 2014/151-2014/494

Davacı, yurtdışında geçen çalışma sürelerinin Türkiye’de sigortalı olarak saydırabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Türk – Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29/4 maddesi uyarınca Almanya’da ilk işe giriş tarihinin, ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı tarafından borçlanılan miktarın ödenmemesi nedeniyle, yurtdışı işe başlangıç tarihinin Türkiye’de de sigorta başlangıç tarihi olarak tespitine yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3201 sayılı Kanun’un 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun ile değişik 5. maddesinin son fıkrasında “Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.” hükmü bulunmakta ise de 02.11.1984 tarihinde imzalanan ve 05.12.1984 tarihli 3241 sayılı Kanunla onaylanıp 01.04.1987 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasa’nın 90.maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme olarak 3201 sayılı Kanunun 5.maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip bulunan 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü uyarınca yurt dışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Yurt dışında iken fiili (eylemli) çalışması bulunmadığı halde o ülkenin sosyal güvenlik mevzuatına göre yardım niteliğinde ödeme yapılan dönemler ile ev hanımı olarak geçen sürelerin Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi anlamında yurt dışında geçen çalışma olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Öte yandan prim kesintisi yapılmaksızın yurt dışında eğitim süresi olarak veya meslek öncesi eğitim kursu geçen sürelerin de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29.maddesinin 4.bendi hükmü uyarınca yurt dışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi için borçlanma istemi veya borçlanma bedelinin ödenmesi koşul değildir.
3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.
Borçlanmanın usul ve esasları 3201 sayılı Kanun ile düzenlenmiş iken yurt dışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ise Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü gereğidir. Her iki hukuki kuralın amacı ve dayanağı farklıdır. Dolayısıyla anılan haklardan herhangi birinden yararlanmak için diğer hakkın kullanılması veya başvuru zorunluluğu yoktur.
Anılan uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi ile Almanya’da çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönerek çalışması ve/veya borçlanması halinde uzun vadeli sigorta kollarından bağlanacak aylıklara hak kazanma koşullarında yurt dışında çalışmaya başladıkları tarihin dikkate alınması yoluyla sosyal güvenlik haklarının korunması amaçlanmıştır. Anılan hüküm, borçlanma hakkından bağımsızdır.
Yurt dışında geçen sigortalılık süreleri, işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanılması zorunlu olmadığına göre, yurt dışındaki çalışmasından sonra ülkemize dönen sigortalıların ülkemizdeki prim ödeme gün sayılarının yeterli olması halinde uzun vadeli sigorta kollarından aylık almaları mümkün olup bu halde sigortalıların borçlanma yapmadan yalnızca Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesine Ek Sözleşmenin 29. maddesinin 4. bendi hükmü sayesinde yurt dışında çalışmaya başladıkları tarihin ülkemizde de sigortalılık başlangıç tarihi kabul edilmesi sigortalıların yararına olacaktır.
Mahkemece, yukarıda yazılı hukuksal nedenler gözetilerek 03/05/1955 doğumlu davacının 09/11/1987 tarihinden itibaren Almanya’da eylemli çalışması bulunduğu gözetilerek 09/11/1987 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken davacının borçlandığı miktarı ödemediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.