YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17404
KARAR NO : 2014/25976
KARAR TARİHİ : 02.12.2014
MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2014
NUMARASI : 2013/16-2014/219
Davacı, 31/01/1996 tarihinden itibaren 2926 sayılı kanun kapsamında sigortalı olduğunun tespitiyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 31/01/1996 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 31/01/1996 tarihli müstahsil makbuzuna istinaden takip eden ayın başı olan 01.02.1996 tarihinden itibaren 2926 sayılı kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 11/10/2011 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil ettiği, 05/10/2010 tarihli dilekçe ile A.. U.. Sebze ve Meyve Komisyoncusu’nun 1996/Ocak tarihli müstahsil makbuzu ile geriye dönük sigortalılık talep ettiği, davalı Kurumca tevkifat kesinti listesinde A.. Ü..’dan kesinti yapıldığı ancak kimlik bilgileri belirtilmediği ve nüfus müdürlüğünden gelen yazıda birden fazla A.. Ü.. tespit edildiği gerekçesiyle davacının talebinin reddedildiği, A.. U.. Sebze ve Meyve Komisyoncusu’nun 31/01/1996 tarihli müstahsil makbuzunda A.. Ü../Ç. Köyü adına kesinti yapıldığı, mahkemece A.. Ü.. isimli bir kısım şahısların beyanlarına başvurulduğu ancak Ç. Köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1939 doğumlu Ahnet Ünal’ın beyanına başvurulmadığı, davacının Ç. Köyü nüfusuna kayıtlı ve 01/07/1941 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Somut olayda, A.. U.. Sebze ve Meyve Komisyoncusu’nun 1996/Ocak tarihli müstahsil makbuzunun davacıya ait olup olmadığı hususu yeterince açıklığa kavuşturulmadan , davacının 1996/Ocak ayı haricinde prim kesintisi ve ürün teslimi bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve infazda tereddüt yarartacak şekilde sigortalılığın sona erdiği tarih gösterilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, Ç. Köyü nüfusuna kayıtlı 01/07/1939 doğumlu A. Ü.’ın sigortalılık dosyasını getirtmek ve A.. U.. Sebze ve Meyve Komisyoncusu’nun 1996/Ocak tarihli müstahsil makbuzunun bu sigortalılık dosyasında kullanılıp kullanıladığını araştırmak, bu kişinin beyanlarına başvurmak, 1996/Ocak tarihli müstahsil makbuzu bu kişinin sigortalılık dosyasında kullanılmışsa taraf haline getirerek göstereceği delilleri toplamak, davacının 1996/Ocak tarihinden sonra prim kesintisi veya ürün teslimi bulunup bulunmadığını araştırmak, sonucuna göre ve yukarıda anlatılan ilkeler ışığında infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.