YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1739
KARAR NO : 2014/7041
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/06/2012
NUMARASI : 2009/132-2012/534
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 05/09/2007-05/10/2008 tarihleri arası davalıya ait işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında, davacının Bismil İlçesinde TOKİ tarafından yaptırılan konutların bekçiliğini yaptığını ifade ettikleri, kolluk tutanağında davacının ev alanlara konutların anahtarlarını teslim ettiği ve binalarla ilgili sorunlarla ilgilendiğinin belirtildiği, TOKİ ile davalı işveren arasından danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, alınan bilirkişi raporunda davacının uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı kanaatinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, talep, mahkemece tanık sözlerine dayanılarak hüküm altına alınmıştır. Çünkü dönem bordrolarının ve işyeri sicil dosyalarının getirtilmediği, dolayısıyla ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanları olup olmadıkları belli değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarını celbetmek, bordrolardan tanıkları resen tespit edip dinlemek, davacıya yapılan ücret ödemeleriyle ilgili belgeleri istemek, gerekirse belediye, vergi dairesi, emniyet gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyeri çalışanlarının veya sahiplerinin beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.