Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17374 E. 2015/15938 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17374
KARAR NO : 2015/15938
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/06/2014
NUMARASI : 2014/117-2014/446

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının sigorta primine esas gerçek ücretinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen işçilik alacakları dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporuna itibar edildiği belirtilerek, davanın kabulü ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu karar eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 80/1. maddesi prim hesabında gözönünde tutulacak kazançlar belirtilmiştir. Buna göre prime esas gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Gerçek ücretin tespiti istemini içeren bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiği, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi, bu kapsamda; gerçek ücretin işçinin yaşı, kıdemi, meslek durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının kamyon şoförü olarak çalıştığının belirtildiği, 1016200 sicil numaralı davalı işyerinden davacı adına 26.05.2009 – 14.10.2011 tarihleri arasında kesintli şekilde 1.000,00 TL ücretle çalışmaların Kuruma bildirildiği, 2010 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ayları ile 2011 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemlerine ilişkin imzalı ücret bordrolarının olduğu, davacı ile davalı işveren arasında imzalanan 26.05.2009 tarihli belirsiz süreli sözleşmede davacının ücretinin brüt 1.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, davalı İlci İnş. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından 14.09.2009 tarihinden itibaren her ay davacının hesabına ücretlerin yatırıldığı, başlangıçta 794,00 TL olan bu ücretin, 07.03.2011 tarihinde 755,00 TL, 31.03.2011 tarihinden itibaren 805,00 TL olduğu, davacı tarafından davalı işveren aleyhine açılan işçilik alacaklarına ilişkin davanın Harran Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/150 E. sayılı dosyası üzerinde görüldüğü, bu davada 10.04.2013 tarih, 2013/131 sayılı Karar ile davanın kabulüne karar verildiği, bu dosyada davacının tazminata esas ücretinin en son net 1.150,00 TL (brüt 1.606,30 TL) olduğu kanaatine varıldığı belirtilerek bu ücret üzerinden hesaplama yapıldığı ve hüküm kurulduğu, bu kararın Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 21.11.2013 tarih, 2013/23702-25836 K. sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, somut olayda ücret olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alacak davasında, tarafların bildirdiği deliller dışında delil toplanması olanaklı değildir. Kaldı ki, Kurumun bu davalarda davalı sıfatı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle bu davada verilen karar hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazanç tespiti davasında kesin hüküm teşkil etmez; ancak güçlü delil teşkil edebilir.
Somut olayda; Mahkemece, “iş bu dava dosyasında delil toplanmadığı, davacının işverene karşı aştığı alacak davasındaki deliller ile yetinildiği, halbuki işçilik alacaklarına ilişkin davada Kurumun taraf olmadığı ve tarafların sunduğu deliller dışında delil toplanmadan karar verildiği hususunun dikkate alınmadığı,” ayrıca bazı aylara ait imzalı ücret bordrolarının varlığına rağmen imzalı ücret bordrolarında belirtilen ücretten daha fazla bir ücretle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki bir kısım çalışmaları aylık bordrolara dayanılarak Kuruma bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. İmzalı bordrolar davacı çalışmalarının bordrolarda yer alan ücret üzerinden geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise, eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla, yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Davalı işveren tarafından ibraz edilen ücret bordrolarına rağmen, Mahkemece bu bordrolardaki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı sorulmadan ve gerekirse imza incelemesi yaptırılmadan bu dönemler yönünden de yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; alacak davasındaki deliller ve bu delillere göre varılan sonuç ile yetinilmeyerek, yeniden inceleme ve araştırma yapmak ve tarafların göstereceği delilleri toplamak, bu kapsamda imzalı ücret bordrosu olan dönemler yönünden, imzalı ücret bordrolarındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığını davacıya sormak, davacının imza inkârı halinde bu bordrolardaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına dair imza incelemesi yaptırmak, imzanın davacının eli ürünü olması halinde bu dönemler yönünden davanın reddine karar vermek, imzalı bordroların olmadığı dönemler ile imzalı bordrolardaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı anlaşılan dönemler yönünden ise gerekirse yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile işyerinin kapsam ve kapasitesini belirlemek, işverenin yaptığı bildirimler ile çalışan işçilerin niteliklerini de karşılaştırarak, işverenin çalıştırdığı işçilerin kıdem ve pozisyonuna göre gerçek ücreti üzerinden bildirilip bildirilmediği üzerinde durmak, davacının bildirilen ücret ile çalışması olağan olmayan nitelikli bir işçi olup olmadığını, nitelikli bir işte çalıştırılıp çalıştırılmadığını belirlemek, bildirilen ücretle çalışmasının olağan olmadığı belirlendiği takdirde, işverenin aynı pozisyondaki işçilere ödediği ücretlerin gerçeğe uygun olup olmadığını değerlendirmek, bu bildirimlerin gerçeğe uygun olduğunun belirlenmesi halinde, bu ücretleri esas almak, aksi takdirde benzer işi yapan işyerlerinden, gerektiğinde ilgili meslek odasından emsal ücret araştırması yaparak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.