Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17286 E. 2014/25865 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17286
KARAR NO : 2014/25865
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2013/210-2014/365

Davacı, kesilen maaşının yeniden bağlanmasına biriken aylıkların faiziyle tahsiline, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve iadesini talep eden kurum işleminin iptali ile ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96’ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 27/04/2007 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, davacıya, Kuruma yaptığı başvuru üzerine ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, Kurum tarafından telefon ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 15/04/2013 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacı ve eski eşinin sırası ile K. Köyü No:… ve No: … Merkez/Bartın adresinde kayıtlı oldukları, fiile tespitte ise söz konusu yerleşim yerlerinin karşılıklı müstakil evler olduğu anlaşılmış, yapılan çevre soruşturmasında davacı ve boşandığı eşinin gündüzleri ayrı evlerde otursalar da geceleri aynı evde kaldıkları, davacının ölüm aylığı almak için eşinden boşandığı öğrenilmiş, eski eşin alınan beyanında, ayrı yaşadıklarını, ancak davacıya yardım ettiğini, davacının kullandığı elektrik ve su bedelini ödediğini, boşanma sonrası nüfus cüzdanını değiştirmediği için halen medeni hal hanesinde “evli” ibaresinin yazılı olduğunu ifade ettiği; köy muhtarı Hakan Çetin’in, davacı ve boşandığı eşinin SGK tarafından köyde önceden yapılan denetimler nedeni ile evlerini ayırdıklarını, boşanma sebeplerini bilmediğini bildirdiği görülmüş, davacının maaşını aldığı B. Vakıfbank Şubesi Bankamatik Kamera kayıtları incelendiğinde, davacı ve eski eşinin banka işlemlerini birlikte yaptıkları tespit edilmiştir. Adres hareketleri incelemesinde 2007 yılında boşanmalarına rağmen 26/12/2006-09/04/2010 tarihleri arasında aynı adreste kayıtlı oldukları görülmüş, seçim kayıtlarına göre 2007 yılından beri yapılan bütün seçimlerinde aynı adreste kayıtlı olup, aynı sandıkta ardı ardına oy kullandıkları anlaşılmıştır. Mahkemesince dinlenen davacı tanıkları ise, davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşamadıklarını beyan etmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, davacının ve eski eşin kayıtlı yerleşim yerleri itibari ile yapılan çevre araştırmasında dinlenen ve davacı ile eski eşinin yargılama aşamasında husumet iddiasında da bulunmadığı köy muharı H. Ç.’in, köyde SGK denetimleri başlayıncaya kadar davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşadıklarını, sonrasında yerleşim yerlerini ayırdıklarını bildirmesi, yapılan çevre araştırması ile davacı ve eski eşinin hayatın olağan akışına uygun olmayan tevilli beyanlarının birlikte yaşamın varlığını teyit etmesi, bankamatik kamera kayıtlarından davacının, maaşını eski eşi ile birlikte çektiğinin tespit edilmesi ile yargılama aşamasında alınan seçmen ve adres kayıtlarının da bu verileri desteklediğinin anlaşılması karşısında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.