Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17185 E. 2014/23029 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17185
KARAR NO : 2014/23029
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/06/2013
NUMARASI : 2006/136-2013/397

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işverene ait işyerlerinde sigortasız çalıştığı günlerin ve burada geçen hizmetlerine ilişkin gerçek ücretinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sosyal Güvenlik Kurumu’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Sigortalının prime esas kazancının belirlenmesinde, 506 sayılı Yasanın 78. ve 5510 sayılı Yasanın 82. maddelerinde belirtilen sınırlar dikkate alınarak gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu hizmet akdi ile ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu hizmet akdi, hesap pusulaları, ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, asgari ücretle çalışması niteliği itibariyle hayatın olağan akışına aykırı olan durumlarda emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak gerçek ücretin belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden biri feragattir. Davadan feragat davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile olur. Feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine gerek yoktur.
Hizmet tespitine ilişkin talebin sosyal güvenlik hakkına ilişkin olması nedeniyle ileride ayrı bir hizmet tespit davası açma hakkı baki kalmak kaydıyla davacının davasından feragat etmesi ile, dava konusu uyuşmazlık sona erer.
Somut olayda, davacı vekili 20.07.2007 tarihli duruşmada hizmet tespitine ilişkin davadan feragat ettiğini, sadece prime esas gerçek ücretinin tespitine ilişkin davaya devam ettiğini bildirdiğinden 5510 sayılı Yasa’nın 92. maddesine göre Sosyal Güvenlik Hakkından vazgeçmek mümkün olmamakla birlikte kesin hüküm teşkil etmemek üzere davadan feragat etmenin mümkün olmasına göre, 11.4.1940 günlü ve 70 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, mahkemece hizmet tespitinden feragat edildiği, prime esas gerçek ücret yönünden davaya devam edildiği göz önünde tutulmaksızın davanın kabulüne dair hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Yapılacak iş, davacı vekilinin 20.07.2007 tarihli hizmet tespitine ilişkin davadan feragat beyanı değerlendirilerek hizmet tespiti yönünden davanın reddine karar vermek, prime esas kazanç yönünden ise delil durumuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan A.. A…’ne iadesine 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.