Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17178 E. 2014/20034 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17178
KARAR NO : 2014/20034
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2013/100-2013/343

Davacı, 18 yaşını doldurduğu tarihten başlatılarak sigortalılığının tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava nitelikçe, davacının 18 yaşını doldurduğu 21.08.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile, davacının 18 yaşını doldurduğu 21.08.1987 tarihinden itibaren kuruma prim ödemesi nedeniyle bu ödemelerin idteğe bağlı sigortalılık kapsamında kabulü ile 21.08.1987-15.04.1992 tarihleri arasında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece Yasa’nın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa ise, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir. Anılan madde, 24.08.2000 tarihli ve 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilmişse de, daha sonra söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2000 tarihli ve E: 2000/61, K: 2000/34 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 24.07.2003 tarih ve 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikte ise, bağımsız çalışanların Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmeleri için, gelir vergisi mükellefi olmaları ile gelir vergisinden muaf olanlardan esnaf ve sanatkar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olmaları koşulu öngörülmüştür.
Davacının şahsi sicil dosyasının incelenmesinden, ilk olarak 12.08.1987 varide tarihli giriş bildirgesiyle , 16.07.1987-01.08.1987 tarihleri arasındaki vergi kaydına istinaden re’sen 16.07.1987 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, bilahare Kurum tarafından 18 yaşını doldurmaması, 18 yaşını doldurduktan sonra ise vergi, oda ve sicil kaydı olmaması nedeniyle Bağ-Kur sigortalılığını iptal ettiği, yeniden yapılan tescilin ise prim borcunu ödememesi nedeniyle aynı tarihli durdurulduğu, Bağ-kur sigortalılığı ile çakışmayan dönemlerde de 506 Sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmaktadırAyrıca,Davacının16.07.1987-01.08.1987,01.01.1990-31.12.1991,03.03.2006-19.03.2012,26.03.2008-30.07.2010 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmakta olup, oda kaydı ile esnaf ve sanatkar sicil kaydı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının uyuşmazlık konusu dönemde 1990 yılına kadar vergi kaydı, esnaf ve sanatkar sicili kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki prim ekstresinden ve diğer belgelerden davacının, 1987/7-12 , 1988/1-12 , 1989/1-12 , 1990/1-4,8-10 aylar ile 1992 yılındaki prim affından yararlanarak 15.04.1992-17.08.1992 tarihleri arası 4 taksitte prim borçlarını yatırdığı anlaşılmıştır.
Davalı Kurumun uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde geçmişe yönelik prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması ve daha sonra davacının sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesi zorunlu görev olarak ortaya çıkar. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (Bağ-Kur’un) bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758 sayılı; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı; 26.11.2008 gün ve E:2008/21-693, K:2008/713 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda,Mahkemece davacının ödediği primlere göre ay ay ödediği sürelerin kabulü doğrudur.Ancak, 1992 yılında af ile ödediği primlerin sigortalılığın ne kadarını karşıladığı Kurumdan sorularak gelecek cevaba göre karar verilmesi gerekirken, 15.04.1992 tarihine kadar tüm dönemin kabulü hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,16.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.