Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/17175 E. 2014/22379 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17175
KARAR NO : 2014/22379
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/450-2013/313

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 21/07/2004- 30/12/2010 tarihleri arasında davalı şirkette muhasebe müdürü olarak geçen ve Kurum’a eksik olarak bildirilen prime esas kazançlarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesidir. Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda, davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin hukuksal geçerliliği haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, 21/07/2004-30/12/2010 tarihleri arasında davalı işyerinden davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacı adına prime esas ücretin asgari ücret olarak Kurum’a bildirilmiş olduğu, 2004/7- 2010/11. dönemleri arası bir kısım dönem bordrolarının getirtildiği, ücret araştırmalarının yapılmış olduğu, davacıya ait şahsi sicil dosyasında 2010 yılına ait ay ay düzenlenmiş olan belgelerin davacı adına düzenlenmiş olup asgari ücret düzeyinde (2010/07.ayı için 735,00 TL) bankaya yatan ve elden verilen (2010/7.ay için 2.265,00 TL) ücret miktarlarını gösterdiği, belgeler üzerinde davacının imzası ile şirket yetkilisi olduğu anlaşılamayan şahıs imzasının yer aldığı, davacı tanıklarının dinlendiği, bu tanıklardan bir kısmının davalı işyeri bordrolu çalışanı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda tespiti talep olunan gerçek ücretin asgari ücret üzerinde kaldığı göz önünde bulundurulduğunda gerçek ücretin yazılı belgeler ile ispatlanması gerekir. Davacının davalı işyerinde Muhasebe Müdürü olarak görev yaptığının tanık beyanları ile de doğrulandığının anlaşılmış olmasına göre Kurum’a yapılan bildirimlerin kendisi tarafından düzenlendiği veya kontrol edildiği düşünüldüğünde, davacının kendi düzenlemiş olduğu belgeler karşısında gerçek ücretin tespiti yönünde yazılı delil sunabilme imkanı vardır. Dosyada yer alan belgeler ise her zaman düzenlenmesi mümkün olarak kabul edilen belgelerdendir. Gerçek ücretin üzerinden ücret aldığına dair yazılı delil dosyada mevcut olmamasına rağmen Mahkemece davacının Kurum’a bildirilen prime esas kazancın üstünde ücret aldığını ispatlayamadığının göz önünde bulundurulması gerekir iken emsal ücret araştırması esas alınarak sonuca gidilmiş olması hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.