YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17173
KARAR NO : 2014/22378
KARAR TARİHİ : 03.11.2014
MAHKEMESİ : Gaziantep 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2013/9-2013/15
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının murisinin davalı işverenler nezdinde geçen 1994/11-1995/4 arasında kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece “davanın kabulü ile; 2701199405804 sigorta sicil numaralı davacı M.. K..’ın davalı işveren tarafa ait 444.. sicil numaralı iş yerinde 07/11/1994- 30/04/1995 tarihleri arasında aralıksız olarak asgari ücret karşılığı sigortaya tabi hizmetle çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 07/11/1994 tarihli ilk işe giriş bildirgesinin davalı 44… sicil no lu, M.. T.. ve Ortakları ünvanlı işyeri tarafından düzenlenmiş olup Kurum kayıtlarına 06/12/1994 tarih ve 126.. varide no ile intikal etmiş olduğu, davacıya ait sigorta sicil kartında 07/11/1994 tarihli işe giriş başlangıcının belirtilmiş olduğu, 1994/01,02,03. dönem bordrolarının sunulmuş olduğu, davacıya ait hizmet cetvelinde 23/05/2007-2009/4 tarihleri arası toplam 699 gün dava dışı muhtelif işyerlerince hizmet bildiriminde bulunulduğu, 02/03/1993-02/10/1994 tarihleri arasında davacının askerlik görevini yerine getirmiş olduğu, davalı işyerinin inşaat faaliyetleri nedeniyle 26/11/1991-31/12/1994 tarihleri arasında Kanun kapsamı içerisinde yer aldığı, bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, duruşmalarda davacı ile bordro tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda Mahkemece işyerinin Kanun kapsamı sonrasında da faal olup olmadığı hususunun hiç bir tereddüte yer vermeyecek şekilde aydınlatılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davalı işyerinin Kanun kapsamından çıktığı tarihten (31/12/1994) sonrasında da faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını işyerine ait ticaret sicili kaydı, vergi kaydı, elektrik, su faturaları ile araştırmak, Belediye, zabıta aracılığıyla davalı işyerinin hangi tarihlerde faal olduğunu belirlemek, gerektiğinde işyerinin faaliyet konusunun inşaat olması dolayısıyla davacının davalılara ait işyerinin hangi inşaatlarında çalıştığını açıklatmak suretiyle bu inşaat işyerleri ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan işyeri tescil belgelerini getirtmek ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.