YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17022
KARAR NO : 2014/19835
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2006/1760-2013/525
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı işyerinde 02.02.2003 – 23.06.2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı şirkete ait radyoda program sunuculuğu ve reklam seslendirmesi yaptığını beyan eden davacı adına davalı işyerince düzenlenen işe giriş bildirgesi ve davalı Kurum’a bildirilen çalışma bulunmadığı, davacıya dinleyicilerinin çektiğinin belirtildiği 21.11.2003, 06.04.2004, 30.11.2005, 09.07.2006 tarihli faks ve internet çıktılarının delil olarak sunulduğu, 27.10.2004 tarihli ve davalı işyerinden 2003/1. dönemde çalışması bildirilen İlke Poçan imzalı ve davalı işyerinin kaşesi olan belgede davacının hafta içi her gün 3 saat 3 ay süre ile program yapması teklifi ve buna ilişkin ücretin yer aldığı, ayrıca davalı işyerince Büyükşehir Belediyesine yazılan 08.04.2005 tarihli yazıda; davacının davalı işyerinde muhabir olarak görev yaptığının belirtildiği, bordro tanıklarının; davacının ara ara çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık; somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; belirtilen şekilde, davacının çalışmaları ve bu çalışmaların kapsamı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacının çalıştığını bildirdiği radyo işyerine yakın komşu işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş çalışanları tespit ederek beyanlarını almak, ayrıca davacının delil olarak sunduğu faks ve internet çıktılarında faks/telefon numaraları belirtilen dinleyicileri de tespit ederek davacının program süresi hakkında bu kişilerin de beyanlarına başvurmak, dosyada mevcut 27.10.2004 tarihli ve İlke Poçan imzalı belgeyi de davacının çalışma süreleri belirlenirken dikkate alarak, gerekli görülür ise dosya radyoculuk konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi edilerek, davacının çalışma süresi, çalışmanın kapsamı, reklam seslendirmeleri ve programların hazırlık süresinin de değerlendirilmesi sureti ile part-time çalışma bulunup bulunmadığı hususunu da irdeleyen bir rapor düzenlenmesini isteyerek toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan M.. A..’ye iadesine
14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.