Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16942 E. 2015/15930 K. 08.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16942
KARAR NO : 2015/15930
KARAR TARİHİ : 08.09.2015

MAHKEMESİ : Karabük İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2012/180-2014/178

Davacı, emekli aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaline, kesilen emekli aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına ve almış olduğu aylıklardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının yaşlılık aylığını iptal ederek, 18.01.2007 – 17.04.2012 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkları borç çıkaran Kurum işleminin iptali ile aylığın kesildiği tarih itibarıyla yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Kurumun hatası nedeniyle şartları gerçekleşmediği halde davacıya yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının kusurunun bulunmadığı, tahsis talebinin 01.06.2001 – 31.07.2002 döneminde isteğe bağlı sigortalı olma ve sigortalılığının sona ermesi sonrasında yaşlılık aylığı bağlanması talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği, isteğe bağlı sigortalılık süresi eklenmek suretiyle davacıya 01.08.2002 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanması, 01.06.2001 tarihi itibarıyla yapılan tahsis işlemine göre ödenen aylıklar ile 01.08.2002 tarihi itibarıyla yapılacak tahsis işlemi sonrası oluşacak fark tutarın ve faizsiz bu dönemin isteğe bağlı sigorta primlerinin davacıdan tahsili gerektiği, davalı kurumun yazısına göre ödemesi gereken miktarın 653,60 TL olduğu, davacının bu miktarı 14.05.2014 tarihi itibarıyla yatırdığı” gerekçesi ile “davanın kabulü ile; davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ile 42.795,69 TL’nin ödenmesine ilişkin 24.05.2012 ve 12.06.2012 tarihli 2/3135867 sayılı Kurum işlemlerinin iptaline, davacıya 01.08.2002 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; 05.10.1958 doğumlu olan davacının 01.03.1978 – 31.12.1999 tarihleri arasında 4.005 gün 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı çalışmasının olduğu, 05.07.1978 – 06.03.1980 tarihleri arasında 601 gün askerlik borçlanması yaptığı, 10.05.2001 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının aylık şartları hesaplanırken, sigortalılığının 1976/3. dönemde başlatıldığı ve davacı ile aynı ada sahip 11427887 sicil numaralı K.. Ö..’ın, 1976, 1977, 1978, 1980, 1981, 1982, 1986, 1987, 1988 ve 1989 yıllarındaki ait 832 günlük çalışmanın davacıya mal edildiği ve neticede davacıya 01.06.2001 tarihinden itibaren toplam 5.438 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurumun hatasını anlaması üzerine 24.05.2012 tarihli yazı ile; “davacıya ait olmayan bir kısım çalışmaların dışlanmasından sonra aylık şartlarının oluşmaması nedeniyle davacıya bağlanan yaşlılık aylığının iptali ile 5 yıl geriye gidilerek 18.01.2007 – 17.04.2012 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların
iadesinin” talep edildiği, Mahkemece; tahsis talebinin 01.06.2001 – 31.07.2002 döneminde isteğe bağlı sigortalı olma ve sigortalılığının sona ermesi sonrasında yaşlılık aylığı bağlanması talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, davacının 01.06.2001 – 31.07.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olmasına göre prim borcunun ve bu sigortalılık durumuna göre yersiz ödenen aylıklarının hesaplandığı, Kurum tarafından bu şekilde hesaplanan miktarın davacı tarafından ödenmesinin sağlandığı ve yazılı şekilde hüküm kurulduğu görülmüştür.
İhtilaflı dönemde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanunun 3395 sayılı Kanun ile 85. maddesinin A bendine göre; “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edilebilmesi için: a) İsteğe bağlı olarak devam edeceğini belirten bir yazı ile Kuruma müracaatta bulunmak, b) Müracaat tarihinden önce 506 sayılı Kanuna göre tescil edilmiş olmak, c) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışmamak ve buralardan kendi çalışmalarından dolayı aylık bağlanmamış olmak, d) İsteğe bağlı olarak sigortaya devam edeceğini belirten müracaatının Kurumca alındığı tarihi takip eden aybaşından başlayarak, her yıl için 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek, şarttır.” Aynı maddenin 4447 sayılı Yasa ile değişik B bendinde; “İsteğe bağlı sigortalılığa devam etmek isteyenler ödeyecekleri isteğe bağlı sigorta primlerini, bu Kanunun 78 inci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında olmak şartıyla kendilerinin belirleyeceği, isteğe bağlı sigorta primlerinin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma ödenmesi gerektiği, ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenmeyen primler için bu tarihten başlanarak 80 inci madde hükmüne göre gecikme zammı uygulanacağı,” belirtilmiştir.
Somut olayda; davacının isteğe bağlı sigortalılık için usulüne uygun bir başvurusu olmadığı gibi, düzenli prim ödemesi de yoktur. Kurum tarafından cebri icra yoluyla davacıdan prim tahsili de olmamıştır. Buna rağmen Mahkemece, yorum yoluyla “davacının tahsis talep tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olduğu kabul edilerek, geçmişe yönelik olarak prim borcunun hesaplattırıldığı ve davacı tarafından faizsiz şekilde yatırılmasının sağlandığı, isteğe bağlı sigortalı kabul edildiği tarihten hemen sonra da yaşlılık aylığına hak kazandığı kabul edilerek hüküm kurulduğu görülmüştür.
Davacının, usulüne uygun şekilde giriş bildirgesinin olmaması, düzenli prim ödemesi yapmaması, Kurum tarafından cebri icra yolu ile prim tahsil edilmemesi karşısında Kurumun hatasını anlayıp, davacının yaşlılık aylığını iptal ederek yersiz ödediği aylıkların son 5 yıla ait olanları 5510 sayılı Kanunun 96/b maddesi uyarınca faizsiz olarak davacıdan talep etmesi şeklindeki işlemi hukuka uygundur.
Hal böyle olunca, Mahkemece yorum yoluyla, davacının 01.06.2001 – 31.07.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olduğu kabul edilmesi ve buna göre hesaplanan prim borcunun yatırılmasının sağlanması, akabinde de “davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ile 42.795,69 TL’nin ödenmesine ilişkin 24.05.2012 ve 12.06.2012 tarihli 2/3135867 sayılı Kurum işlemlerinin iptaline ve davacıya 01.08.2002 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına” karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş, Kurum işleminin yerinde olduğu kabul edilerek, davanın reddine karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.