Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16796 E. 2014/21618 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16796
KARAR NO : 2014/21618
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2012/400-2013/232

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının 01/04/2002-2009/12. ayları arasında davalı Bakanlığa bağlı Sivas Sağlık Müdürlüğü Eğitim ve Dinlenme Tesislerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/04/2002-31/12/2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hükümde yazılı şekilde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün 17/10/2012 tarihli tutanağında davalı işyerinde yazı işleri müdürü ile yapılan görüşmede, geriye dönük arşiv araştırmasında davacının 01/04/2002 tarihinde iş yerine giriş yaptığının bildirdiği, dosya kapsamındaki gider pusulaları ile davacıya ilki 31/12/2002 tarihli olmak üzere her ay kat temizliği, ütü, çamaşır gibi iler nedeniyle asgari ücretin altında olmak üzere ödeme yapıldığı, dinlenen bir kısım tanıkların davacının çalışmasının tam süreleri olduğunu beyan etmelerine rağmen bir ksısım tanıkların ise davacının kısmi süreli çalıştığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yapılacak iş, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün 17/10/2012 tarihli tutanağında yazı işleri müdürü tarafından yapılan arşiv araştırmasında davacının 01/04/2002 tarihinde işe girdiğinin belirlendiği bildirilmiş olduğundan davacının 01/04/2002 tarihinde işe girişi ile ilgili belgeler getirtilmeli, ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, gerektiğinde iş yeri kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davacının çalışma esas ve koşulları ve sürekli çalışma olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.