Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16795 E. 2014/21622 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16795
KARAR NO : 2014/21622
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/08/2013
NUMARASI : 2008/297-2013/415

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının davalıların murisi F.. Ö..’e ait işyerinde 28/02/1998-31/12/2003 tarihleri arasında, davalı C.. Ö..’e ait işyerinde 01/01/2005-02/05/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 28/02/1998-27/11/2001 tarihleri arasındaki tespit talebinin hak düşürücü süre nedeni ile reddine, 29/11/2001-31/12/2003 İle 01/01/2005-31/12/2006 tarihleri arasındaki tespit talebinin kanıtlanamadığından reddine, davacının davalı C.. Ö..’e ait işyerinde 01/01/2007-07/03/2007, 06/04/2007-04/06/2007, 06/09/2007-31/12/2007, 01/01/2008-15/01/2008 tarihleri arasında hükümde yazılı şekilde çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda, davacının 18/08/2006-31/12/2006 tarihleri arasında dava dışı işyerinde, 08/03/2007-05/04/2007 arasında davalı C.. Ö..’e ait işyerinde, 05/06/2007-06/09/2007 tarihleri arasında 1144811 sicil sayılı işyerinde ve 15/01/2008-02/05/2008 tarihleri arasında davalı C.. Ö..’e ait işyerinde çalışmaları bulunmakta olup,davalı C.. Ö..’e ait işyerinin 02/04/2005 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamına alındığı, dinlenen tanık beyanlarının çelişkili olduğu gibi bordro tanıklarının davacının kesintili şekilde çalıştığını beyan ettikleri, davacının davalı Kurum müfettişine verdiği 07/09/2005 tarihli beyanında kendisine ait işyeri olduğunu beyan ettiği halde bu hususun araştırılmadığı, böylelikle davacının çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davalıya ait işyerinin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile resen tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenlerini veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davacının 1479 ve 2926 sayılı Yasalara kapsamında sigortalılığı olup olmadığını davalı Kurumdan sormak, vergi kaydı bulunup bulunmadığını araştırmöak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip çalışmanın kesintisiz olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan H.. Ö.., C.. Ö.. ve C.. Ö..’e iadesine 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildir.