Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2014/16785 E. 2014/19120 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16785
KARAR NO : 2014/19120
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/08/2013
NUMARASI : 2011/1076-2013/420

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10/02/2005-28/12/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı şirkete ait Rusya’daki işyerinde 10/02/2005-28/12/2006 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 01/11/2002-31/12/2008 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olması ve önceden başlayan sigortalılığın Bağ-Kur sigortalılığı olması nedeniyle davalı şirket yanında geçen çalışmasının tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1982 Anayasa’sının 12.maddesine göre “herkes kişiliğine bağlı dokunulamaz devir edilemez vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir,” 60.maddede ise “herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı, dokunulamaz ve feragat edilemez bir hak olduğu tartışmasızdır. 506 sayılı Yasa’nın 6. maddesinde de bu ilke aynen benimsenerek, çalışanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olduğu, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği, sözleşmelere sosyal sigorta yardım ve yükümlülüklerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konulamayacağı belirtilmiştir. Bu haliyle sigortalı olmak kişi bakımından hem bir hak, hem de yükümlülüktür. Anılan yasal düzenlemeler karşısında davacının, S.. S..’na bildirilmemiş hizmet aktine tabi çalışmaları var ise, bunun tespitinde hukuksal yararının bulunduğu açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak işin esasına girilerek toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.